| - Diğerleri de bu şekilde bağlanmış mıydı? | Open Subtitles | هل الجثتان السابقتان كانت مربوطتان على نفس الطريقة |
| Altınla birbirine bağlanmış dondurma çubuklarına benziyor. | Open Subtitles | كعيدان الأيس كريم تقاطعتا معاً مربوطتان بذهب |
| Dizleri birbirine bağlanmış. | Open Subtitles | في المدرسة اليابانية حيث كانت تدرس اللغة الإنجليزية ركبتيها مربوطتان معاً |
| - Devam et, ukala. - Ellerim bağlıyken yüzemem. | Open Subtitles | ـ إستمرو بالسير , أيها الأذكياء ـ لا أستطيع السباحة ويداي مربوطتان |
| Sadık çakmağım yanmadığı için, bunları ellerim arkada bağlıyken yapacağım. | Open Subtitles | بما أن ولاعتى الموثوق بها معطلة،سأفعل كل ذلك ويداى مربوطتان خلف ظهرى |
| Bahse girerim ki, ellerim arkamda bağlıyken ikinizi de ezip geçebilirim. | Open Subtitles | أراهن أننى يمكننى أن أهزمكما معا ويداى مربوطتان خلف ظهرى |
| Mavi balıkçı ipiyle elleri bağlanmış. | Open Subtitles | كانت يداها مربوطتان بخيوط صيد زرقاء |
| - Elleri öldukten sonra bağlanmış. | Open Subtitles | إن يداه مربوطتان بعد أن قتل |
| Ellerin arkada bağlıyken yürümek zor. | Open Subtitles | ليس من السهل عندما تكون يداك مربوطتان خلف ظهرك |
| Elleriniz Alman yasalarıyla bağlıyken Avrupa mücahitler için güvenli bir kıyı oldu. | Open Subtitles | وجد جهاديون ملاذا في (أوربا) بينما كانت يداك مربوطتان بالقانون الألماني |
| Şimdi de ellerim bağlıyken beni dövüyorsun. | Open Subtitles | ثم تضربني ويداي مربوطتان! |