| Aksini duyana kadar benim için bir fail sadece. | Open Subtitles | بالنسبة لي، إنه مرتكب جريمة لحين ظهور شيء آخر |
| Doktorun numarası, fail üstünde durmamak. | Open Subtitles | إنّ خدعة الطبيبة لَيست لتسكن على مرتكب الجريمة |
| Bu suçları işleyen kişinin bu kasabadan biri, hatta tanıdığınız biri olması ihtimali var. | Open Subtitles | الآن، ربما يكون مرتكب هذه الجرائم... من أهل هذه البلدة... ، ربما أحداً تعرفونه |
| Otoritelere göre şu dakikalarda... askeri birimler bu iğrenç suçu işleyen kişinin yerini belirliyorlar. | Open Subtitles | السلطات تُطمأنُنا انه في هذه اللحظة... الوحدات العسكرية تتُعبّئُ لتَوَقُّف مرتكب هذه الجريمةِ الشنيعةِ. |
| Bir adam öldürüldü ve bu suçu işleyen kimse kutsal anlaşmayı bozdu. | Open Subtitles | اغتيل رجل وايا كان مرتكب تلك الجريمة قد كسر هذا العقد المقدس. |
| Lakin kurban veya mücrim, eğer zamanın geldiyse biz seni buluruz. | Open Subtitles | "ولكن سواء كنتَ ضحية أو مرتكب جريمة، إذا ظهر رقمك عندنا" |
| - Beyaz adamı, dünyadaki en büyük köle tüccarı olmakla suçluyorum! | Open Subtitles | أتهمه بأنه اكبر مرتكب للخطف على وجه الأرض |
| Kurbanlarımızdan biri fail mi demek istiyorsun? | Open Subtitles | إذن أنت تقول، واحد من الضحايا هو في الواقع مرتكب الجريمة. |
| Bunlara bakarsak fail gerçekten de o. | Open Subtitles | أنظر إلى هذه بنفسك، هو حقًّا مرتكب الجريمة. |
| Peki, böyle kanlı bir suç mahallinin fail üzerinde kan bırakacağı önermesi sizin kendi fikriniz mi? | Open Subtitles | من المرجح أن تنتج الكثير من الدماء على مرتكب الجريمة ؟ هذا هو الحال غالبا ، نعم |
| fail camı açık bırakmış. | Open Subtitles | لقد ترك مرتكب الجريمة هذه النافذة مفتوحة. |
| Aksini duyana kadar benim için bir fail sadece. | Open Subtitles | بالنسبة لي، إنه مرتكب جريمة لحين ظهور شيء آخر |
| fail daha önce de yeni hristiyon olmuşların saldırı davasında sorgulanmış. | Open Subtitles | تم سؤال مرتكب الجريمة بشأن حادثتين آخرين بما في ذلك الهجمات على المسيحيين |
| Otoritelere göre şu dakikalarda... askeri birimler bu iğrenç suçu işleyen kişinin yerini belirliyorlar. | Open Subtitles | السلطات تُطمأنُنا انه في هذه اللحظة... الوحدات العسكرية تتُعبّئُ لتَوَقُّف مرتكب هذه الجريمةِ الشنيعةِ. |
| Ve bence Caroline'ın tanık olduğu suçu da o işledi. | Open Subtitles | وأعتقد أنه مرتكب الجريمة التي كانت شاهدة عليها. |
| Senin de dediğin gibi suçu işleyen kişi aşırı zeki birisi. | Open Subtitles | كما ذكرتْ، لا بد أن يكون مرتكب الجريمة شديد الذكاء |
| Lakin kurban veya mücrim, eğer zamanın geldiyse biz seni buluruz. | Open Subtitles | "ولكن سواء كنتَ ضحية أو مرتكب جريمة، إذا ظهر رقمك عندنا" "فسنجدُكَ نحن" |
| Lakin kurban veya mücrim, eğer zamanın geldiyse biz seni buluruz. | Open Subtitles | ولكن سواء كنتَ ضحية أو مرتكب" "جريمة، إذا ظهر رقمك عندنا "فسنجدُكَ نحن" |
| Beyaz adamı, dünyadaki en büyük köle tüccarı olmakla suçluyorum! | Open Subtitles | أتهمه بأنه اكبر مرتكب للخطف على وجه الأرض |