| Mercer ilçe seçmenlerinin ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını düşünüyorlar. | TED | فشعروا حينها أنهم لم يلبوا جميع احتياجات الناخبين في مقاطعة مرسر. |
| Sizce artık kimse hizmetçi bulmak için Mercer'a gidiyor mudur? | Open Subtitles | أنظر، أتظن أن احدا يقصد "مرسر" من أجل الخدمة المنزليّة؟ |
| Teşekkürler, Bay Mercer. | Open Subtitles | شكراً يا سيد مرسر |
| Stan Mercer, 46 yaşında. Yüksek kan basıncı yüzünden kronik böbrek iflası olmuş. | Open Subtitles | تعديل الوقت (ستان مرسر)، ستُّ وأربعون عاماً، قصور كلويّ مزمن تالٍ لارتفاع الضغط الدموي |
| O yüzden, böbreğini şuradaki kendisine uyumlu Bayan Chen'e verecek ve Bay Mercer da bu genç beyden... | Open Subtitles | لذا فسوف تتبرّع للآنسة (تشين) المتطابقة معها بينما سيحصل السيّد (مرسر) على كليةٍ اليوم من هذا الشاب |
| Bay Walling'in oğlu, böbreğini Bay Mercer'a veriyor. | Open Subtitles | وابن السيّد (والينغ) سيعطي كليته للسيّد (مرسر) |
| Bay Mercer'ın eşi, böbreğini Bayan Chen'e veriyor. | Open Subtitles | وزوجة السيّد (مرسر) ستعطي كليتها للآنسة (تشين) |
| En önemlisi de, Mercer evrak çantasına sıçtığını söylüyor. | Open Subtitles | والأسوء من كل ذلك (مرسر) يقول انه تغوط داخل حقيبة المستندات |
| - Lee Mercer'i ver. | Open Subtitles | -لى مرسر) ) |