| O nişangahın önünde olmak nedir, biliyorum. O kurşunu göğsümde hissetmek. | Open Subtitles | أعرف الشعور بأن تكون في مرمى النيران، لأشعر بالرصاصة تحترق صدري. |
| En kötü düşmanlar gözümüzün önünde olup görmediklerimizdir. | Open Subtitles | أسوء الأعداء هم الذين يتخفون على مرمى البصر. |
| Görüş alanımda. Ateşe hazır. | Open Subtitles | انه فى مرمى بندقيتى و لدى تغطية جيدة و مستعدة للإطلاق |
| Efendim biz yerimizdeyiz, hedef atış alanında. | Open Subtitles | . سيدي, نحن في الموقع نرى الهدف على مرمى البصر |
| Chuck görürse önce o ateş eder ve çapraz ateşte kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | أذا شاهدك تشاك سيبدأ هو بإطلاق النار ولن اكون في مرمى نيرانكم |
| Manevi kızımı Kaleci olmaması gerektiğine inandırmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أقنع إبنتي أها يجب أنا لا يجب أنت تلعب حارسة مرمى |
| Oo Evet. Buna çok içerledi. Tam da geyiğe nişan almıştı... | Open Subtitles | نعم , لقد أخذها بصعوبة جداً في مرمى البصر |
| Kaptanım, Görünürde hiçbir gemi yok. | Open Subtitles | أيها الكابتن، لا سفينة أخرى في مرمى البصر. |
| Gerek yok. 9'lukların menziline girsinler yeter. | Open Subtitles | لا نريد امساكهم، فقط ضعهم في مرمى المدفعيه |
| Lütfen canım. Sensörlerin önünde duruyorsun. | Open Subtitles | أرجوك يا عزيزتي، أنت في مرمى أجهزة الاستشعار. |
| Göz önünde duruyor ve tutuklanmaya yol açabilecek bir şey. | Open Subtitles | على مرمى العين ومشتمل بالإعتقال |
| "Rızası olmadan çağırılmış, kızın gözü önünde olanlar azad edildi, düzeltildi ve geldikleri yere geri gönderildi." | Open Subtitles | و لأولئك الذين اُستُدْعوا رغماً عنهم الذين كانوا في مرمى بصر الفتاة فليعلموا أنهم قد مُنِحوا الحرية , مُنحوا الحق اُرْسِلُوا عائدين من حيث أتوا |
| Görüş alanımda bir şüpheli var. Ekip lazım. | Open Subtitles | أرى مشتبه به في مرمى بصري أنا بحاجة إلى فريق |
| Sekiz numara, olumlu. Görüş alanımda. | Open Subtitles | رقم ثمانية نعم، إنه في مرمى بصري |
| Öyleyse bir silah kulübü ya da bir atış müsabakası olmadığı takdirde ateşli silah kullanma hakkınız olmadığını da biliyorsunuz. | Open Subtitles | هل تعلم انه خارج مرمى السباق وأندية الرماية.. أنت لا تملك أي شرعية في أستخدام أي سلاح ناري؟ |
| Anlaşıldı, Hava 1. Temiz bir iniş sizi bekliyor. Görüş alanında düşman bulunmuyor. | Open Subtitles | عُلم، يا أيها المروحية واحد، يبدو وكأنك حصلت على اقترابٍ نظيف، لا أعداء في مرمى البصر |
| Kuzeye gidip cephedeki kuvvetlerimize katılmak için çapraz ateşten geçmeliyiz. | Open Subtitles | علينا العبور وسط مرمى النيران لبلوغ الشمال، والإنضمام لقواتنا عند الجبهة |
| Hafta sonu bir kaç maç için Kaleci arıyoruz. | Open Subtitles | أبحث عن حارس مرمى لمباراة في عطلة نهاية الاسبوع |
| Arpacığını oraya nişan alacaksın. | Open Subtitles | هُنا حيث تودين أن تضعى ذلك أمام مرمى عينك |
| Polis, senin değerli ÖSB'in, Görünürde kimse yok. | Open Subtitles | الشرطة، وحدة الجرائم الخاصة، ليسوا على مرمى البصر. |
| Başkan Bey, uçaklar uçaksavarların menziline girmiş. | Open Subtitles | سيّدي الرئيس، المقاتلات دخلت تحت مرمى صواريخنا. |
| Sürüyle birlikte kaçma. Düşman onlara ateş eder. Geride dur. | Open Subtitles | لا تركض مع الجماعة، هذا مرمى إطلاق نيران العدو، تراجع |
| Burası Özel Birlik, Bak er One, hedef göründü. | Open Subtitles | هذا فريقُ نيفي سيل , بيكر واحد، الهدف في مرمى البصر. |
| - hokeyci olabilir demiştin değil mi? | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنه كان حارس مرمى ، صحيح؟ |
| Berbat kaleciliği için konuk kaleciye teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على حراسة المرمى المثيرة للشفقةِ مِنْ حارس مرمى الضيوف |
| 1940'lar, eski model göz. Nişangah yok. | Open Subtitles | أقول طراز قديم الشكل يعود للاربعينات وليس مرمى |
| Topu iki eliyle yakaladı, ama kendi kalesine attı. | Open Subtitles | أمسك الكره بكلتا يديه وأحرز هدفا فى مرمى فريقه |