Diyagramdan da görebileceğiniz gibi altyapı alanı zamanla yeni bir şehirleşme alanına doğru ilerliyor. | TED | يمكنك ان ترى في الرسم التخطيطي كيف ينمو على مر الزمن من مساحة البنية التحتية الي فضاء المساحة العامة |
zamanla nasıl değiştiğini görebilmemiz mümkün değil. | TED | ليس لدينا طريقة لمعرفة ما حدث على مر الزمن |
zaman içinde, birkaç sistemin aileden daha çok 'waterfall' olmasının bir sebebi vardır. | TED | هناك سبب جعل بعض الأنظمة تعمل كالشلال اكثر من الأسرة على مر الزمن. |
zaman içinde, kâşifler gelip giderler, bizim varlığımızdan tamamen habersizlerdir. | Open Subtitles | على مر الزمن أتى مستكشفون وذهبوا غير مدركين أبدًا لوجودنا |
tüm zamanların en iyi sol kanat oyuncususun. | Open Subtitles | أنتَ أفضل مهاجم أيسر على مر الزمن |
Ama biri Muhammed Ali'ye hayır derse tüm zamanların en iyisine hayır demiş olur. | Open Subtitles | لكن اذا قال الشخص "لا لمحمد علي يقولون "لا لأعظم شخص على مر الزمن |
Bugün New York Yankees,le son zamanların en güçlü canavarıyla karşılaşacaklar. | Open Subtitles | وواقفاً في طريقهم عدوهم اللدود علي مر الزمن فريق "نيويورك يانكييز" |
Umarım bunun sonucu olarak ve zamanla, umarım bununla, bu benim sizin için dilediğim şey daha bilge bir geleceğiniz olur. | TED | و امل كنتيجة لذلك و على مر الزمن امل هذا و هو ما أتمناه لكم، ستمتلكون مستقبلا أكثر حكمة. |
Sonuç olarak, telomer zamanla azalır. | Open Subtitles | ونتيجة لذلك , يقل التيلوميري على مر الزمن. |
zamanla eklenen kapılara bu ismi veririz. | Open Subtitles | و هذا هو الإسم الذي ندعوا بهِ الأبواب التي أضيفت على مر الزمن |
zamanla bu şehir, üç Semavi din için Tanrı'ya açılan kapı haline geldi. | Open Subtitles | علي مر الزمن اصبحت هذه المدينه البوابه للرب في الاديان الثلاثه. |
Adli tabibe göre, kemikler zamanla sararır, | Open Subtitles | ، الطبيب يقول ، العظام تُصفر على مر الزمن |
giderek daha zeki hale gelmeleri. zaman içinde kabilelerle, şehirlerle ve uygarlıklarla haşır neşir olmaya başlıyorum. | TED | لهذه المخلوقات سيعملون وهم في طريقهم، سيكونون أذكياء. سأتعامل مع القبائل والمدن والحضارات على مر الزمن. |
Kişiliğinin bakış açılarını yalıtmaya çalıştı, kendiyle ilgili seçilmiş anılar ve hisleri zaman içinde, seçerek bana verdi. | Open Subtitles | حاول عزل سمات شخصيتك اختار ذكريات ومشاعر له اختيار معين لي ببطء على مر الزمن |
Şey, tabii ki federaller zaman içinde işi anladılar ama o zamana kadar iş işten geçmişti. | Open Subtitles | بطبيعة الحال الفيدراليون سيقبضون عليك على مر الزمن ولكن عندها ، سيكون ذلك متأخرًا |
Luc Robitaille, tüm zamanların en iyi sol kanatı. | Open Subtitles | (لوك روبيتاي), و هو أفضل جناح ايسر على مر الزمن |
Ama geleceği parlak David Hilbert tarafından verilen bir konferans sayesinde tüm zamanların en büyük kongrelerinden biri olarak hatırlanmaktadır. | Open Subtitles | لم يُعاونها حرّ (آب) الخانق. لكنه سيبقى خالد كأحد أعظم المؤتمرات على مر الزمن بفضل محاضرة ألقاها صاحب النجاحات (دايفيد هيلبيرت). |
- Baylar ve bayanlar, bu son zamanların en iyi ganimetiydi! | Open Subtitles | -يا رجال والسيدات .. لقد كانت أنجح غارة قمنا بها على مر الزمن |