| Ama son gördüğümde evlat berbat görünüyordu. | Open Subtitles | في آخر مرة رأيتها يا عزيزي بدا مظهرها فظيعاً، فكانت بوضع مزر وكانت منهكة القوى. |
| Onun kadınlarla olan geçmişi berbat olduğuna göre... | Open Subtitles | وسجل غيبز مع النسوة مزر لذا اخترتك |
| Bizi yerleştirdikleri otel berbat. | Open Subtitles | النُزل المعيّن لنا مزر الأسرّة قاسية |
| Bugün 200 dolarlık hız cezası yedim. Çok kötü olmuş, dostum. Bir şey bahane edip kurtulamadın mı? | Open Subtitles | ـ لقد تلقيت للتو غرامة بمائتان دولار ـ هذا مزر يا صديقي ، ألم تستطع النفاذ منها؟ |
| Polislere bana kötü davrandığını, o yüzden de biletlerini çalıp tuvalete attığımı söylerim. | Open Subtitles | ساقول للشرطة أنك عاملتني بشكل مزر لذا سرقت تذاكرك و طردتهم بالمرحاض |
| İki dark bira, çift diamond, cin ve tonik, yarım light bira bir şarap ve limon. | Open Subtitles | اثنين البني مزر ، ضعف الماس ، الجن ومنشط ، ونصف مزر الخفيفة ، والميناء والليمون. |
| Willoughby, çok susadım. Bana bira getir dedi. | Open Subtitles | ولابي أنا ظميء أحضر لي كوب مزر |
| berbat görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو في مظهر مزر. |
| Gerçek Rudy için. Ben lisede berbat bir öğrenciydim. Bir öğretmeni etkileyip Hofstra Üniversitesine girdim. | Open Subtitles | (رودي) الحقيقي، كنت بوضع مزر في المدرسة الثانوية لكنني أبهرت الأستاذ |
| Benim işim de berbat. | Open Subtitles | عملي مزر أيضاً. |
| Ne berbat bir gün! | Open Subtitles | يا له من يوم مزر! |
| Sadece aynı soruyu iki kez sormak için buraya kadar sürmek zorunda kalmak berbat ama işte buradayız Noah Solloway'in saldırıya uğradığı gece neredeydin? | Open Subtitles | أمر مزر أن تضطر إلى قيادة السيارة كل هذه المسافة إلى هنا كي تطرح السؤال نفسه مرتين فحسب لكن ها هو ذا، أين كنت في ليلة الهجوم على (نوا سولواي)؟ |
| Clash of the Cupcakes berbat. | Open Subtitles | "صدام كعكات الأكواب" عمل مزر. |
| Teskilat'in kötü durumda oldugu, idari kadroda büyük degisiklikler oldugu ve Teskilat'in ününün yerle bir oldugu su götürmez bir gerçek. | Open Subtitles | إنّه وراء حجة أن الوكالة قد شلّت الآن، المناصب الإدارية هلكت، وسمعتها في وضع مزر. |
| Bu bir suikast girişiydiyse, kötü bir suikastçıymış. | Open Subtitles | لو كان محاولة اغتيال هو قاتل مزر |
| O gittikten sonra Bianca çok kötü oldu. | Open Subtitles | بعد أن توفي، أصبحت "بيانكا" في وضع مزر. |
| Yalan söylüyorum. Çok kötü. | Open Subtitles | أنا أكذب، وضعي مزر |
| Bu iş çok kötü. | Open Subtitles | هذا وضع مزر |
| Bana biraz daha bira alın ve size bir hikaye anlatayım Bay Hawkins. | Open Subtitles | أشتري لي الكثير من المزر (وسوف أقول لك القصة, مستر (هوكينز *مزر: شراب كحولي* |
| O zaman git biraz bira getir. | Open Subtitles | ثم يحصل لي بعض مزر. |
| Bir Pint bira ister misin, hayatım? | Open Subtitles | -كوب مزر يا عزيزتي؟ |