| Çok sinir bozucu olduğumu, benimle iki gün çalışmaya dayanamayacağını söylüyorsun. | Open Subtitles | فهمت أني مزعجة جداً، لا تحتمل أن تعمل معي حتى ليومين |
| Bunu biliyor musun bilmem ama çok sinir bozucu olabiliyor. | Open Subtitles | لا اعلم ان كنت تعلمين هذا لكن يمكن أن تكون مزعجة |
| Çok komik. kötü zaman geçirmedik, değil mi? | Open Subtitles | الشئ المضحك أننا لم نحضى بلحظات مزعجة كتلك، أليس كذلك؟ |
| Bak, biliyorum. Kurallar çok üzücü. Ama diğer olasılıklardan daha iyi değil mi? | Open Subtitles | أعلم أن هذه القواعد مزعجة لكنها أفضل من الخيارات البديلة ، صحيح ؟ |
| Sıcak Dudak, bir baş belası olmana karşın çok iyi bir hemşiresin. | Open Subtitles | قد تكونين مزعجة يا شفاه متّقدة لكنك ممرضة ماهرة |
| Onları rahatsız edici, moral bozucu engeller olarak görüyorlar ve sonra da onları akıllarından çıkarıp mavi gökyüzünü düşünmeye başlıyorlar. | TED | فهم يعتبرونها مجرد عراقيل مزعجة ومحبطة، ومن ثم يندفعون لتأمل السماء الزرقاء. |
| Oğlum, bazen kafanın çok çalışması sinir bozucu olabiliyor. | Open Subtitles | بني أحياناً الأشياء العبقرية تبدو مزعجة قليلاً |
| Bırakamadığım, izin dahi kullanamadığım, ölüm-Kalım meselesi olan, sinir bozucu işimi. | Open Subtitles | وظيفة مزعجة تتعلق بالحياة والموت والتي لا أستطيع أن أستقيل منها أو آخذ منها فترة راحة |
| Her zaman böyle sinir bozucu bir iyimser olmuşsundur. | Open Subtitles | لقد كنتى دائماً مجرد متفائلة صغيرة مزعجة |
| Evet, üzücü ama bu, müthiş ölçüde sinir bozucu olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. | Open Subtitles | شيء مؤسف حقاً ولكن هذا لا ينفي واقع أنها مزعجة بدرجة لا تصدق |
| Ve havalanmadan önce içki içilmez diyen sinir bozucu kurallar yok. | Open Subtitles | ولا قوانين مزعجة بخصوص الشرب قبل الاقلاع ماالذيتعنيه؟ |
| Çünkü hayatım boyunca insanlar tarafından vazgeçirildim bu kötü bir alışkanlık, | Open Subtitles | لم استسلم لشىء فى حياتى وهى عادة صغيرة مزعجة |
| Böylece alarm çalmayacak, ve bu sanki doğanın kötü, ufak bir numarası gibi görünecek. | Open Subtitles | لذا لا أجراس إنذار وستبدو مثل خدعة صغيرة مزعجة من الطبيعة |
| Böylece alarm çalmayacak, ve bu sanki doğanın kötü, ufak bir numarası gibi görünecek. | Open Subtitles | لذا لا أجراس إنذار , وستبدو مثل خدعة صغيرة مزعجة من الطبيعة. |
| Ama senin ne kadar baş belası olduğun ve benim bunları görmezden geldiğimi biliyor musun? | Open Subtitles | ربما كنت مزعجة أتعلم كم من المرات كنت مزعجاً وأنا تجاهلت ذلك؟ |
| YNH: Evet. Yani, yalan haberin kasti kullanımı rahatsız edici bir işarettir. | TED | يوفال: نعم، أقصد، الأستخدام المفرط للأخبار الوهمية هو علامة مزعجة. |
| Sadece sinir bozucusun. Muhtemelen senden daha fazla korkuyordur. | Open Subtitles | طبيعتك مزعجة يحتمل أن يكون خائفاً منك أكثر من ماتخاف منه |
| Televizyon programcılığı başa bela. | Open Subtitles | لا تهتم المواد التلفزيونية هذه مزعجة فحسب |
| Kim ona kafayı takar ki? Sürekli sürekli sürekli sürekli... gıcık ediyor, değil mi? | Open Subtitles | من الذي سيتعلق بهذه؟ إنها مزعجة ، أليس كذلك؟ |
| Hayatımın her günü mücadele etmek zorundayım ve bu berbat. | Open Subtitles | ويجب علي التعامل معها كل يوم من الان, وهي مزعجة. |
| Çok can sıkıcı. Özellikle de annem hastalandığından beri, tepesinden hiç inmiyor. | Open Subtitles | إنها مزعجة للغاية منذ أن أصبحت أمي مريضة إنها حولها دائما .وأنا |
| Başbaşa kalmak istemelerin tek anlamı, "Dawn'u evden çıkaralım ki iğrenç bir şekilde sevişebilelim"dir. | Open Subtitles | وقت انفرادي تعني .اخرجي من المنزل حتي يمكننا الحصول علي الحب بطريقة مزعجة وبصوت عالي |
| Hayır, oğlum, gaz yapıyor, korkunç bir şey. | Open Subtitles | لا يا ابني فهي تملأ بطني بالغازات، إنها مزعجة جداً |
| Artık bu andan itibaren daha Sıkıntılı durum çıkarmayalım. | Open Subtitles | دعونا لا نتسبب بمواقف مزعجة لبعضنا البعض من الآن وصاعداً |
| sinir bozucuydu, her zaman flört ederdi, her yoldan oynardı. | Open Subtitles | كانت مزعجة و لطالما قامت بالمغازلة ولطالما لعبت دور الملاك |
| Cep telefonları sinir bozucular. Çünkü her zaman işle bir bağlantım olması gerekiyormuş gibi hissettiriyor. | TED | الهواتف المحمولة مزعجة لأنها تجعلني أشعر بأني يجب علي البقاء على اتصال بالعمل دائمًا. |