Jefferson bu odayı bir terimle anardı: | Open Subtitles | قام (جيفرسون) بتعميد هذه القاعة ... (بمصطلحات مزهرة : |
Jefferson bu odayı bir terimle anardı: | Open Subtitles | قام (جيفرسون) بتعميد هذه القاعة ... (بمصطلحات مزهرة : |
Bu yabani bitkilerin çoğu arıların yaşamlarını sürdürmek için ihtiyaç duydukları çiçekli bitkilerdi. | TED | والعديد من تلك الأعشاب هي نباتات مزهرة يحتاجها النحل للبقاء. |
Tarımsal gıda çöllerini engellemek için çiçekli bitkileri sınırlara ve çitlere ekmeliyiz. Yarattığımız bu işlemeyen gıda sistemini düzeltmeye başlamalıyız. | TED | نحن بحاجة لأن نحد ونحيط محاصيلنا بمحاصيل مزهرة لنكسر هيمنة صحاري الغذاء والبدء بتصحيح ذلك النظام الغذائي المختل الذي أنشأناه. |
Sonra dinozorlar ilk kuşlarla, balık ve çiçekli bitkilerle birlikte yaşam mücadelesi verdiler. | Open Subtitles | ثمّ ديناصورات، يكافح من أجل الحياة سويّة مع الطيور الأولى، سمك، ونباتات مزهرة... |
Senin gelişip, çiçekli bir ağaç olmanı istiyorlar. | Open Subtitles | يتمنون لك أن تنمو إلى شجرة مزهرة |
- çiçekli bir bitki. | Open Subtitles | انها اعشاب مزهرة |