| Ancak taraflı olmak ve Sahte olmak arasında fark var. | TED | هناك فارق، على كل، بين أن تكون منحازا وأن تكون مزيفا. |
| Sahte. Sahte kek olmalı, aynı tankın gibi. | Open Subtitles | من المحتمل ان يكون مزيفا مثل الكيكة المزيفة |
| Her şey sahteydi, saray ve zenginlik diye bir şey yoktu. | Open Subtitles | مثل جليد الأمس .. كل هذا كان مزيفا .. لا يوجد قصر .. لا يوجد ثراء |
| Para sahteydi ama niyetiniz gerçekti. | Open Subtitles | على الرغم من أن المال كان مزيفا إلا أن نواياكم كانت صادقة |
| Çıkıyor, takma sakalla hem de. Bu da hayatında başka bir kadın olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | فعلا, يرتدى زيا مزيفا هذا يعنى ان هناك امرأة اخرى فى حياته |
| Gene Simmons ya da Rahibe Teresa gibi takma bir ad kullandığımı sanıyor. | Open Subtitles | هى تعتقد انى استخدم اسما مزيفا جيناستيورات او الام تريزا |
| O Sahte. Tıpkı senin tankın gibi. | Open Subtitles | من المحتمل ان يكون مزيفا مثل الكيكة المزيفة |
| Bayanlar ve baylar, penis Sahte olsa da... | Open Subtitles | سيداتي و سادتي ، على الرغم من أن القضيب كان مزيفا |
| - Gabe Taylor'la Sahte bir randevuydu. | Open Subtitles | ذلك كان موعدا مزيفا مع جيب تايلور. انتظري. |
| Geç kaldılar. Ve en kötüsü de bana Sahte parayla ödeme yaptılar. | Open Subtitles | لقد تأخروا,و الأسوء من ذلك لقد دفعوا لي مالا مزيفا |
| Sırf bana yalan söyleyebilesiniz diye Sahte ofis mi yarattınız? | Open Subtitles | أعددت مكتبا مزيفا و كذلك تمكنت من الكذب علي |
| Burt Solomon, diğer ismiyle Daniel Milworth muhtemelen Sahte bir kimlik almış Sahte olsa bile öğretmenlik referansı var. | Open Subtitles | بيرت سولومون المعروف أيضا بـ دانييل ميلورث غالبا إشترى هوية مزيفة و غالبا تاريخا تدريسيا مزيفا |
| Sforza sahteydi, ama söylememem istendi. | Open Subtitles | تمثال (سفورزا) كان مزيفا لكني تلقيت أوامر بعد الإفصاح عن ذلك |
| O takma değildi. | Open Subtitles | هذا لم يكن مزيفا |
| - O takma adımdı. | Open Subtitles | كان هذا اسما مزيفا |
| Hissettiklerim gerçekti. | Open Subtitles | لقد كان الامر مزيفا لكن |