| Ofisine gittim Bayan yönetici ve asistanın burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ذهبت لمكتبك يا آنستي المديرة التنفيذيّة، فأخبرني مساعدك أنّك هنا. |
| Tam kolu çelip deneye başlayacakken asistanın korkunç haberlerle koşarak geliyor. | TED | ولكن فقط عندما سحبت ذراع التشغيل لبدء التجربة يصل مساعدك مُحمّلًا بأخبار مريعة |
| Değersiz biri olsam da, senin yardımcın olacağım. | Open Subtitles | مع أننى غير جدير بالأستحقاق سأكون مساعدك |
| - fran yardımcın uçakta uçuş göre,vlisini dö,vdü. - dö,vmedim. | Open Subtitles | "فران"لقد اطاح مساعدك بمضيفة الطائرة لم افعل لقد كسرت انفها |
| Yapma, yani, doğru yollardan denedim, ama senin asistanın, bana hiç yardımcı olmadı. | Open Subtitles | هيا, أعني, حاولت من خلال السبل المناسبة و لكن مساعدك هناك منعني عنك بشدة |
| Eğer profesyonel olarak gelişim sağlama imkanım yoksa Asistanınız olmaya devam edemem. | Open Subtitles | ايمكننى تجربة نظارتك ؟ - لا- لا يمكننى الاستمرار بأن اكون مساعدك |
| Sözü geçmişken, Yardımcınız bana son denetimlerin üzerinden geçmek istediğinizi söyledi. | Open Subtitles | و بالتحدث فيما أخبرني به مساعدك فإنك تريد رؤية شيء منالمراجعاتالسابقة. |
| Ama senin, eski asistanın Tag'le yatmanda bir sorun yoktu, değil mi? | Open Subtitles | لكن كان الأمر جيّداً عندما مارست الحبّ مع مساعدك القديم، تاغ؟ |
| Senin garip asistanın beni dünyanın en süper babası yaptı. | Open Subtitles | و مساعدك غريب الأطوار ذاك قد جعلني للتو الأب الاروع في العالم |
| Bana kalırsa, asistanın onları pek güzel eğlendiriyor. | Open Subtitles | حسنا، يبدو لي ان مساعدك يعمل جيدا لتسليتهم |
| Bak, senin yardımcın olayım ve tümüyle muhteşem bir gösteri yapalım. | Open Subtitles | أنت تحتاج إلى عرض , سوف أكون مساعدك وسنقوم بإعداد عرض جيد |
| Çünkü senin sağ kolun ve özel yardımcın olabilirim. | Open Subtitles | الأمر ومابه أنها اخبار عظيمة السبب أنه من الممكن ان أكون مساعدك الشخصي في الضرب رقم 2 |
| Bir de bana kalırsa tüm bunların sorumlusu o küçük yardımcın. | Open Subtitles | و طالما أنا أشعر بالقلق مساعدك الصغير يتحمل اللوم أيضاً في هذا. |
| Sen sadece karnımı doyur ben de sana yardımcı olabilecek bir şeyler bulayım. | Open Subtitles | أطعمني بما تستطيع توفيره، و سأجد وسيلةً لأكون مساعدك. |
| Onu öldürten aramayı Asistanınız yapmış, biliyor musunuz? | Open Subtitles | سيد " كولين " هل أنت مدرك بأن مساعدك وضع إتصالاً تسبب بقتله ؟ |
| Günde 24 saat teknik konularda Yardım ve destek sağlayan dostunuz Donnie'yim beyefendi. | Open Subtitles | مساعدك التّقني، متواجد لمساعدتك 24 ساعة في اليوم، سيّدي. |
| -Ben de ekürin olacağım. | Open Subtitles | أنت ستكون مثيراً للإهتمام الليلة. وسوف أكون مساعدك الأيمن الليلة. |
| Esas soru, niye bir asistan şirketin belgelerini kasasında tutar ve anahtarını da tıraş köpüğünün içinde saklama ihtiyacı hisseder? | Open Subtitles | السؤال الحقيقى هنا لماذا مساعدك الشخصى لديه مستدات تخص الشركة فى خزينة ايداع ولماذا تشعر بالحاجة |
| Ancak ortağın yapabilir, ki bu bir sorundur... dolayısıyla onun adını bilmem lazım. | Open Subtitles | ولكن مساعدك يمكنه ذلك وهذة هي المشكلة ولهذا السبب أريد أن أعرف إسمه |
| Ancak ismim Dr. Lejos. Teknik asistanını korkutmak istemedim. | Open Subtitles | ولكن لابد أن تناديني دكتور ليجوس لا أريد إخافة مساعدك |
| Pekala, Sen mükemmel bir annesin, ve bende senin sevecen asistanınım. | Open Subtitles | حسنا، أنت والدة عظيمة وأنا مساعدك الرائع |
| Neden yeni Asistanının tüm bunları alaşağı etmesine izin vermiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تدع مساعدك الجديد يأخذ كل هذا للأسفل؟ |
| O zaman doğru yol asistanına geldiniz. | Open Subtitles | إذن لقد إخترت مساعدك المناسب على الطريق |
| Böyle bir ortama neden Yardımcını getiriyorsun? | Open Subtitles | لماذا تجلب مساعدك لمناسبة كهذه ؟ |