| Kutlama yapmamızın sebebi Escrow'un kapanması ve Wilson bütçesinin önemli katkılarıyla Botwin-Price-Gray ailelerinin birleşmesi. | Open Subtitles | نحن نحتفل بالتضامن الختامي على هذا , وفاق عائلات بوتوين برايس غاري مع مساهمات كبيرة من صندوق ويلسون . |
| Kutlama yapmamızın sebebi Escrow'un kapanması ve Wilson bütçesinin önemli katkılarıyla Botwin, Price, Gray ailelerinin birleşmesi. | Open Subtitles | نحن نحتفل بالتضامن الختامي على هذا مجمّع عائلات بوتوين-برايس-غاري السكني، مع مساهمات كبيرة من صندوق ويلسون |
| Hamilton’un katkıları Başkan John F.Kennedy’nin Ay'a ulaşma hedefinden esinlenen mühendis ve bilim adamlarının çalışması için çok önemliydi. | TED | كانت مساهمات مارغريت أساسية في عمل المهندسين والعلماء التي ألهمها رغبة الرئيس جون كيندي بالوصول إلى القمر. |
| Ayrıca bu bağışlar da küçük değil. | Open Subtitles | وليست مساهمات بسيطة |
| Yaptığımız katkılar ilk niyet ettiğimizden farklı olsa da bilime önemli katkılar yaptık. | TED | قدمنا مساهمات هامة في العلوم رغم أن ما قدمناه، كان بعيدًا عما توقعناه في البداية. |
| Kurtulma şansınız da yok gibi bir şey. Biliyorsunuz Peder Maurice, bölge halkı okula yaptığı bağışları kesti. | Open Subtitles | لأن هناك أمل ضئيل في الانتعاش المالي للمدرسة و مساهمات المجتمع معدومة |
| Lloyd Garber veya başka birinin katkılarıyla alakalı bir durum ya da konuşma olmadı. | Open Subtitles | لم تكن هناك أيّ قيود أو شروط... متّصلة بمساهمات "لويد غاربر" أو مساهمات أي شخص آخر |
| (Gülüşmeler) Salonda temsil edilen grupların çeşitliliği ve her birinin bugünün gerçek olmasındaki katkıları, mevzubahis konunun önemini açıkça anlatıyordu. | TED | (ضحك) تنوع الجماعات الممثلة في القاعة و مساهمات كل منهم جعلت من هذا اليوم واقعاً بعد أن كان على المحك |
| Büyükannelerin katkıları olsa bile Güney Sakinleri katil balinaların çoğunlukla somon düşüşünden dolayı türleri tehlike altındadır. | TED | حتى مع مساهمات الجدات، الحوت القاتل المقيم في الجنوب معرض لخطر الانقراض بشكل كبير ويرجع ذلك بالدرجة الأولى إلى الانخفاض في أعداد سمك السلمون. |
| Çökmüş bir toplum ile yükselen bir toplum arasındaki fark, kadınlar ve erkekler arasındaki sağlıklı bir saygının olmasıdır, ikisinin birbirlerinin topluma yaptıkları katkıları takdir etmeleridir. | TED | الفرق بين المجتمع المنكسر والمجتمع الصحي هو دائماً أن الصحي يحترم الفرق بين الرجال والنساء الذين يقدّرون مساهمات بعضهم البعض تجاه المجتمع. |
| - ...ölen oyunculara mektuplar ve bağışlar. | Open Subtitles | -رسائل للاعبين المتوفين و،... مساهمات . -ماذا تقصدي؟ |
| Bir rıhtıma adınız verilmiş, hayır kurumlarına yaptığınız bağışlar... | Open Subtitles | مرفأ مخصص لك مساهمات خيرية |
| Gezegenimizi korumak için kuzey ülkelerinden Yeşil Fona yapılan katkılar hayır işi değil. | TED | حين نتحدث عن مساهمات دول الشمال للصندوق الأخضر من أجل حماية كوكبنا، فهذه ليست صدقة. |
| arkama baktığımda bazı günler ve burada birbirimizle küçük katkılar sayesinde belkide daha iyisini yapabileceğiz. | TED | يجب أن يأتي اليوم الذي أنظر فيه الى الوراء, ويكون هذا المكان افضل فعلا من خلال مساهمات بسيطة ربما يستطيع فعلها أي فرد منا. |
| Geçtiğimiz yıl 16 milyon Amerikalının özgürlük mücadelesine sağladığı katkılar, Komünizm egemenliğindeki Doğu Avrupa halkı için umudun ve özgürlüğün sembolü olan bu Dünya Özgürlük Çanı'nı mümkün kıldı. | Open Subtitles | إنّ مساهمات 16 مليون أمريكي في العام الفائت "لمشروع "حملة لنيل الحرية "مهّد الطريق لـ "جرس الحرية العالمي |
| Genellikle kişisel bağışları tercih ediyorum. | Open Subtitles | تعلمون، أنا نادرا ما تقدم مساهمات الشخصية. |
| Hiç açıklanmayan büyük hayır işi bağışları yapardı. | Open Subtitles | مساهمات واسعة في الأعمال الخيرية، لم يتكم الكشف عنها أبدا. |