| - Hayır. Orda bir sattir güneş doğdu. Merkür'ün yüzeyi gibi oldu bile. | Open Subtitles | لقد سطعت الشمس منذ حوالي ساعة في الخارج المكان أشبه بسطح عطارد مسبقاً |
| Her biriniz bu akşam buraya gelerek bu gerçeği çoktan kanıtlamış oldunuz bile ve birer milyoner olmak üzeresiniz. | Open Subtitles | كل شخص منكم يملك مسبقاً برهن على هذه الحقيقة. فقط بوجودكم هنا الليلة وانتم على وشك أن تكونوا مليونيرين |
| daha tanışmamış olabiliriz ama onunla nasıl konuşacağımı şimdiden biliyorum. | Open Subtitles | ربما لم أقابله بعد ولكني أعرف مسبقاً كيف أتحدث معه |
| Seni şimdiden yorduysa Jamie yerini doldurmaktan çok mutlu olurum! | Open Subtitles | لو نزعت ملابسها مسبقاً, يا جايمي يسرني أن أشغل مكانك |
| Kadın vücudunu hiç bu kadar yakından ve detaylı görmemiştim. | Open Subtitles | لم أر مسبقاً الجزء النسائى عن قرب وبهذا التفصيل الدقيق |
| Ben zaten dergiyi okudum ama daha fazla bilgi verebilir misiniz? | Open Subtitles | أنا قرأت المقالة مسبقاً لكن أيمكن أن تعطينى معلومات أكثر ؟ |
| N'olur bir dene! O avansı çoktan geri ödedim bile. | Open Subtitles | أوَتعلمين، لقد أعدتُ تلك الدفعة المقدّمة مسبقاً أنفقتها على تطليقكِ |
| daha resmi değil ama ortaklık komitesi çoktan onaylamış bile. | Open Subtitles | لم تنشر للعامة بعد، لكن لجنة الشراكة قد صوتت مسبقاً |
| Burada daha bir gün bile geçirmemiştim ama evimi özlemiştim. | Open Subtitles | لقد كنتُ هنا لنصفِ يوم وقد إشتقتُ إلى الوطن مسبقاً |
| Sırf evlenebilecek olmakla bile birçok kişiyi kızdırmış durumdayız zaten. | Open Subtitles | قمنا بإغضاب الكثير من الناس مسبقاً بمجرد أن بإمكاننا الزواج |
| - Hemen içtima raporu istiyorum. - Hazırladım bile efendim. | Open Subtitles | أريد تقرير حشد فوري لقد قمت بذلك مسبقاً , سيدي |
| Ve içeri girdiğimde o masaya oturmuştu bile. Ve oturdum, o da, | TED | و عندما دخلت , كانت هي موجودة مسبقاً على الطاولة . وجلست , وقالت : |
| Seni şimdiden yorduysa Jamie yerini doldurmaktan çok mutlu olurum! | Open Subtitles | لو نزعت ملابسها مسبقاً, يا جايمي يسرني أن أشغل مكانك |
| zaten şimdiden 13 dolar borcu var. | Open Subtitles | افتح له حساباً فهو يدين الحانة مسبقاً 13 دولاراً |
| şimdiden bataklıktaki gemilerini bulduk. | Open Subtitles | و لقد حدّدنا موقع سفينتهم مسبقاً بجانب المستنقع. |
| Ki daha önce hiç böyle bir sey yapmamistim. hiç. | Open Subtitles | على الرغم أنني لم أفعل ذلك مسبقاً في حياتي, أبداً |
| Buraya daha önce hiç gelmedim. Ayrıca neden böyle bir şey yapayım? | Open Subtitles | لم آتِ إلى هنـا مسبقاً ، ولِمَ قد أفعل ذلكَ أصلاً ؟ |
| Kelly, nasıl olur da daha önce Libby'den bahsettiğini hiç duymam? | Open Subtitles | كيلي , كيف لم اعرف انك تحدثتي الى ليبي مسبقاً ؟ |
| daha önce sizi aşağıladığım için özür dilerim. Yanlış yaptım. | Open Subtitles | أنا متأسف إذا كنت قد أهنتك مسبقاً لقد كنت مخطئاً. |
| Hey, bu kadın, gece erken saatlerde fahişelikten yakalanan kadın, değil mi? | Open Subtitles | أليست تلك المرأة التي تم حجزها مسبقاً بسبب تهمة دعارة هذه الليلة؟ |
| Fizik yasalarını çiğnemenin bir bedeli olmayacağını mı sanmıştınız? Bir önceki mürettebatı öldürdüğünüz gibi bizi de öldürmek istiyorsun. | Open Subtitles | لقد قتلت مسبقاً ، الطاقم السابق و الآن تريد قتلنا بالمثل |
| ya kanıtlarla beraber içerideysek ve çıkış yolu arıyorsak ne olur? | Open Subtitles | ماذا لو دخلنا مسبقاً بالدليل كل ما علينا هو الخروج ؟ |
| Evet, köprüden Ön ateşleme yapabilirim. | Open Subtitles | أجل, يمكننى تعيين إطلاقه مسبقاً من منصة الربان |
| çoktan yaptığın bir şey için beni ikna etmeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تـحاول أن تقنعني بفعـل شيئاً فعلته أنت أصلاً مسبقاً ؟ |
| Ajanlarından birisinin yakalanması veya planın ters gitmesi durumda ekibi önceden belirlenmiş bir yerde toplanıyor. | Open Subtitles | في حالة أسر أحدهم أو فشل خططهم سيجتمعون في مكان محدد مسبقاً |