| Acaba bu iltifatlar o anın etkisiyle içinizden gelerek mi yoksa bir ön çalışmanın ürünü mü oluyor? | Open Subtitles | هل يمكننى أن أسألك أن كان ذلك المديح المفرح وليد اللحظة أم أنه ناتج عن دراسة مسبقة |
| Ben doktorum. Birbirimiz hakkında ön yargılı olmayalım. | Open Subtitles | أنا طبيب دعنا لا نكون أفكارا مسبقة كل عن الآخر |
| Bu yaklaşım, önceden planlı prosedürlerde gerçekten çok iyi çalışıyor bence ancak önceden planlanmış olması gerekiyor. | TED | وهذا النهج يعمل بشكل جيد جداً، كما أعتقد، في الإجراءات المخطط لها مسبقاً، ولكنه شيء لديك فيه خطة مسبقة. |
| İdeal bir forma doğru ilerleyen önceden belirlenmiş bir plan da yoktur. | TED | كما أنه ليست هناك خطة مسبقة تقود إلى شكل مثالي. |
| Biraz uyuşturucu içtikten sonra, evlilik öncesi seks ve biraz kan dökmeyi mi planlıyorsunuz? | Open Subtitles | تخططون لتدخين مخدر صغير وعمل علاقة زوجية مسبقة, ليصبح مذبوحا؟ |
| Şey gibi déjà vu, sanki daha önce buraya gelmiştim. | Open Subtitles | إنها تشبه... رؤية مسبقة كما لو كنت هنا من قبل |
| Bak, sana bir avans çeki daha yazsam kendini daha iyi hisseder misin? | Open Subtitles | أنظر، أستشعرُ بالإرتياحِ إذا ما حررتُ لكَ دفعة مسبقة أخرى |
| Ve her ikisi de Kontörlü hatlardan buluşma isteğine dair benzer mesajları almışlar. | Open Subtitles | و كلاهما تلقا رسائل نصية متشابهة ليلة البارحة من هواتف مسبقة الدفع تطلب منهما لقاءَ |
| ön davalar için paramız yok. Tanık koruma programımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا مال لمحاكمة مسبقة ولا برنامج لحماية الشهود |
| Dünyanın en güzel bilgisayar oyununun ön kopyasını bana emanet edebilirsin. | Open Subtitles | حسناً ؟ بالتأكيد يمكن أن أؤتمن بنسخة مسبقة لأعظم لعبة فيديو قادمة على هذا الكوكب |
| Bir an için bütün ön yargılardan kurtulsak karşımıza nasıl bir şekil çıkardı? | Open Subtitles | لنتخلّص للحظة من أي فكرة مسبقة أي شكل سيظهر لنا؟ |
| Cooper da bugün Visa kart için ön onay aldı. | Open Subtitles | حسنا , كوبر حصل على موافقة مسبقة للحصول على بطاقة فيزا اليوم |
| Özgür olduğumda ise sana küçük bir ön izleme vereyim. | Open Subtitles | وعندما أتحرّر إليك نظرة مسبقة عمّا سيحدث |
| ön onayı yapıldı, ayrıca hepsi stoklarımızda var. | Open Subtitles | بالفعل على موافقة مسبقة للو، بالإضافة إلى أننا حصلت على كل شيء في الأوراق المالية. |
| Biz 800 odası da 6 ay önceden tutulan beş yıldızlı bir oteliz. | Open Subtitles | نحن فندق خمس نجوم، ولدينا 800 غرفة،يتم الحجز فيها لخمسة شهور .مسبقة |
| önceden de incinmiş, bilekte ve parmaklarda tedavi edilmemiş çatlaklar var. | Open Subtitles | لديها اصابات مسبقة رسغ مكسور واصابع ليست معالجة |
| Sonuç öyle çıkarsa, kanama, önceden varolan bir durumun sonucu olabilir. | Open Subtitles | إن إتضح أن هذه هي الحالة فقد يكون النزيف نتيجه لحالة مسبقة |
| Dalga mı geçiyorsun? Büyükannelerinden önceden ödenmiş kart. Doğum günleri, Noel... | Open Subtitles | بل بطاقات مسبقة الدفع من جداتهم, و بمناسبة أعياد ميلادهم, و عيد الميلاد المجيد |
| Ned basına gittiğinde önceden ne konuşacağımızı onaylamadıkça bu organizasyon için konuşma hakkın yok. | Open Subtitles | نيد, في ظهورك العلني ليس لك حق الكلام باسم هذه المنظمة إلى حين نثبت ما يجب أن تقول بصورة مسبقة. |
| - Biz biraz uyuşturucudan içip, biraz evlilik öncesi seks yaptıktan sonra... kan dökme konusunda endişelenme. | Open Subtitles | وعمل علاقة زوجية مسبقة صغيرة لا تقلقى حول جعله مذبوحا |
| Menajerim yayıncısından baskı öncesi kopyasını aldı. | Open Subtitles | أوه، حصلت على وكيل أعمالي مراجعة نسخ مسبقة من ناشرها. |
| Kâbus görmeye ve deja vu yaşamaya devam ediyorum. | Open Subtitles | .مازالت تراودني الكوابيس، ومازالت لدي مشاعر مسبقة |
| - Peki bu nasıl déjà – | Open Subtitles | حسناً , كيف هذا ليس رؤية مسبقة . -إياك ! |
| Burada olan biten şudur ki "nakafa"mın bir kısmını senden avans olarak çekmem gerek. | Open Subtitles | ما يحدث هو... أني أريد دفعة مسبقة من النفقة الزوجية |
| Telefon hâlâ açık, muhtemelen Kontörlü hat kullanıyor. | Open Subtitles | ليس هاتف عمومي، ولكن هاتف خلوي، يشبه هواتف مسبقة الدفع. |