| Bunaltıcı performansınızdan dolayı şirket dışarıdan danışman bir firmayla anlaştı. | Open Subtitles | نظراً لآدائكُم المُخيب للآمال قامت الشركة باستِئجار مستشارين من الخارج |
| Demek ki biz tasarımcılar artık sadece danışman değil aynı zamanda öğretmenleriz ve gelecek kuşağa yaratıcı sermayeyi aktarmakla görevliyiz. | TED | و هذا أيضا يعني أن المصممين لم يعودوا مستشارين, و لكننا معلمين, و نحن مسئولون عن تنمية كمية الابداع في الجيل القادم. |
| Evlilik danışmanı, deneme ayrılığı falan yok. Direk boşar. | Open Subtitles | لا مستشارين زواج، لا إنفصال مؤقت، سيتم تطليقي نهائياً |
| New York Polisi için danışmanlık yaptığınız söylendi bize. | Open Subtitles | لقد أخبرونا أنكم مستشارين لقسم شرطة نيويورك |
| O SOC ve Simons-Wachtel'den danışmanlar tuttu... tam bir soruşturma yapmaları için. | Open Subtitles | وظف مستشارين خارجيين لإجراء تحقيق كامل كل من شركة نفط الجنوب وسيمونز-Wachtel. |
| Siz çocuklar çok fazla CSI Miami izliyorsunuz. Günaydın, o TV dizilerinin danışmanları var, tamamen meşru yani. | Open Subtitles | حسنا , مرحبا , عروض التلفاز هذه لديها مستشارين, |
| ...başkanın başarısının mimarı olarak kabul edilen kişi de, ...diğer bazı kıdemli danışmanlarla beraber, bu olayla bağlantısı olduğu yönünde suçlanıyor. | Open Subtitles | " هذا يعتبر عائق لنجاحات الرئيس... " "... تورطه مع عدة مستشارين كبار آخرون " |
| Teknoloji düşkünü Asyalı çocuklara sanat öğretmekle görevli danışmanlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا مستشارين , مسؤولين عن تدريس كل أولئك الآسيويين عن الفن |
| iki danışman işe almış. Frank Wilson ve Nate Johnson. Frank Wilson bir nörolog, Nate Johnson ise mekanik teknisyeni. | TED | عينوا مستشارين, فرانك ويلسون و نايت جونسون. فرانك ويلسون طبيب أمراض عصبية و نايت جونسون ميكانيكي. |
| Molly, sistemi denemek için danışman çağırma yetkisine sahip. | Open Subtitles | مولى,مصرح لها بأن تستأجر أى مستشارين لإختبار نظام الأمن |
| Merkez, onlara haberleri ilettiğimde danışman gönderme nezaketini gösterdi. | Open Subtitles | المكتب الرئيسي تلطف بإرسال بعض ..مستشارين الحزن بعد أن نقلت لهم الأخبار |
| Çünkü artık soruşturma ile bir alakası kalmadı ve FBI, danışman veya şüphelilerle çıkmasına izin vermiyor. | Open Subtitles | لأنها كانت متورطة بالتحقيق والمكتب الفيدرالي لا يسمح بالعلاقات الاجتماعية مع مشتبه بهم أو مستشارين |
| Merhaba. Ben FAA'dan kıdemli danışman Janet Kramer. | Open Subtitles | مرحبا، جانيت كرامر، كبيرة مستشارين في ادارة الطيران الفدرالي |
| danışman alma adına yetkim yok ya da kurumlararası göreve katılma adına veya Hava Kuvvetleri Üssü'ne ajan gönderme adına. | Open Subtitles | ليست لدي سلطة لتعيين مستشارين أو سلطة للتحكم بمهام الوكالة، أو نقل العملاء من القاعدة الجوية. |
| Obama'nın baş ekonomik danışmanı ise Larry Summers'dır. | Open Subtitles | كبير مستشارين أوباما الاقتصاديين هو لارى سمرز |
| Ayrıca keder danışmanı da burada, kampüste. | Open Subtitles | و هناك مستشارين نفسين أيضا فى المدرسة |
| Ama eğer ki danışmanlık yapmaya devam etmek istiyorsan, | Open Subtitles | ولكن إذا أردتم أن تكونوا محققين مستشارين |
| - Tamam, sizler FBI ve Dışişleri Bakanlığı'na danışmanlık veriyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | إذاً، توفرون مستشارين للمباحث الفيدرالية ووزارة الخارجية، صحيح؟ |
| Ve ben ona hızlıca açıkladım, psiko-sosyal danışmanlar yetiştirirdim, merkezler açardım, ve ona nedenlerini açıkladım. | TED | فشرحت له سريعاً أنني أحاول أن أدرب مستشارين إجتماعين نفسين وأريد ان افتح عيادات تخصصية لذلك الامر .. وشرحت له الاسباب لذلك |
| Eğitsin ve gözlemlesin yollayacağımız danışmanlar. | Open Subtitles | تعلم ولاحظ لابد ان نرسل مستشارين |
| Ama CIA'nin danışmanları var. | Open Subtitles | ولكن المخابرات المركزيه لديها مستشارين |
| SB: Bunu yapmanın bildiğim tek yolu, benimkiler gibi danışmanları bir araya getirmiş olmak: doğaçlama oyunlarla, şaklabanlıkla veya artık her neyse onu kullanarak bir oyun durumu oluşturabilecek, oyunları uygulamaya koyan kişileri. | TED | إس بي: أعتقد أن الطريقة الوحيدة التي أعرفها هي أن أجمع من لدي من مستشارين: و الذين يتضمنوا الممارسين-- و الذين يستطيعون من خلال اللعب الارتجالي أو التهريج أو أيا كان الوصول إلى وضع للعب. |
| Benji bir saattir bu danışmanlarla konuşuyor. | Open Subtitles | بينجي) يتحدث مع مستشارين الحزن ) هؤلاء منذ حوالي ساعة |
| Faganlar da mali danışmanlarmış. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} و عائلة (فاجن) كانوا مستشارين ماليين |
| Birisine danışmanız lazım. | Open Subtitles | فيجب أن تكونوا مستشارين لشخص ما |