| Doğru kızı bulunca bütün erkekler evlenmeye hazır olur. | Open Subtitles | كل رجل مستعد للزواج عندما تأتى الفتاة المناسبة |
| Doğru kızı bulunca bütün erkekler evlenmeye hazır olur. | Open Subtitles | كل رجل مستعد للزواج عندما تأتى الفتاة المناسبة |
| Bay Tantiya'ya kızı Gayatri ile evlenmeye hazır olduğumu söyle. | Open Subtitles | اخبر السيد تانتريا اني مستعد للزواج من ابنته جياتري |
| Biliyorum ikimizde evlenmek için hazır değiliz. | Open Subtitles | . أجل ، أنا أعلم أن كلانا غير مستعد للزواج |
| Dolayısıyla, evet, birkaç yıl boyunca çıktık ve evlenmek için hazır değildi. | Open Subtitles | اذاً, نعم, تواعدنا لبضع سنوات وهو لم يكن مستعد للزواج |
| Kendini neredeyse evliliğe hazır hissettiği yazıyor. | Open Subtitles | إنه مستعد للزواج قريباً |
| Günahkar bir kadınla evlenmeye hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت مستعد للزواج من امرأة فاقدة لعذريتها |
| Ona doğruyu söyle. evlenmeye hazır değilsin. | Open Subtitles | أخبرها بالحقيقة، بأنك غير مستعد للزواج |
| Bunu sadece evlenmeye hazır olup olmadığını sorarak bile yapabilirler. | Open Subtitles | وأن يسألك هل أنت مستعد للزواج ؟ |
| Bu, benimle evlenmeye hazır olduğun anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا يعني انك حينها كنت مستعد للزواج بي. |
| evlenmeye hazır değilsin. Evet, hazırım. | Open Subtitles | أنت لست مستعد للزواج - بلى, أنا مستعد - |
| Mükemmel biri. Webber onunla evlenmeye hazır. | Open Subtitles | إنها مثالية و(ويبر) مستعد للزواج منها |
| - evlenmeye hazır mısın, Ron? | Open Subtitles | هل أنت مستعد للزواج يا(رون)؟ |
| evlenmek için hazır olduğumu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا لست مستعد للزواج الآن، |