| Ya da orada atıştırmalık cipslerden yerken boğularak öldü, orada yatıyor. | Open Subtitles | ليست متعودة على ذلك أو أنها مستلقية هناك شرقت من أحد وجباتها الخفيفة |
| Kızım bir yabancının evinde! Onu terk ettiğimi düşünerek orada yatıyor. | Open Subtitles | ابنتي في منزل غريب مستلقية هناك تظنّ أني هجرتها |
| Onu orada yatarken gördüğüm ilk an... | Open Subtitles | اللحظة التي رأيتها فيها مستلقية هناك |
| Ama Amanda'yı orada yatarken görünce o olmadığını söylemek istedim, böylece gerçek değilmiş gibi davranabilirdim. | Open Subtitles | ولكن رؤية (اماندا) مستلقية هناك وددت فقط أن أقول أنها ليست هي اذا استطيع التظاهر بانه لم يكن حقيقي |