| Ve bana katılmasanız da, mümkündür ki o gün benden uzaktayken, kaçırılmış ve uzaylı bir klon ile değiştirilmiş olabilir, ve onu hala seviyor ve bekliyorum. | TED | على الرغم من ذلك , وأعتقد بأنكم ستوافقونني , انه ربما في الوقت الذي كانت به بعيدة ربما اختطفت وبدلت بمخلوق فضائي مستنسخ مازلت أحبها وأنتظرها |
| Kaçıncı kuşak klon olduğunu anlamanın tek yolu. | Open Subtitles | إنّها الطريقة الوحيدة لتتبع ومعرفة أىّ مستنسخ هو |
| Söyleyebileceğimiz kadarıyla, hiçbiri klon değiller. | Open Subtitles | كما يمكننا الإخبار والا واحد منهم مستنسخ |
| Kusurlu bir deneyin sonucunda oluşan bir klonu, çocuğum diye görebilecek annelik içgüdüm olup olmadığını ve ondan bir melek yaratabileceğimi görebilmek. | Open Subtitles | لأى ما اذا كانت لدى غريزة الامومة لأتخاذ طفل مستنسخ نتيجة تجربة غير مكتملة |
| O bir klon olsa bile, bütün organizasyonu mahvedecek kadar bilgiye sahip olduğuna iddiaya girerim. | Open Subtitles | حتى لو كت مستنسخ أفترض أن لديه مايكفي من المعلومات للإطاحة بكامل منظمته |
| Gezegeni, bir klon dünyasına çeviriyorlar. Dünya onlar için büyük bir üreme çiftliği, çünkü Sontaranlar birer klon. | Open Subtitles | يغيرون الكوكب إلى عام مستنسخ الأرض ستصبح حاضنة |
| klon yaratmak için birinin genetik zincirini kullanıyor olmalılar. | Open Subtitles | لا بد أنهم يستعملون نوعا من السلاسل الجينية لصنع مستنسخ |
| Hiçbir klon bu lazer ateşi altında kolayca uçamaz. | Open Subtitles | لا يمكن لاي مستنسخ ان يطير خلال اشعة الليزر بنجاح |
| Ben asker değilim, şu ikisi gibi klon değilim. | Open Subtitles | انا لست جندي انا لست مستنسخ , ليس مثل هذان الاثنان |
| O benim babam değil. O, Galaktik Kuantum Lordları tarafından gönderilen sanal bir klon. | Open Subtitles | إنّه ليس والدي إنه مستنسخ إلكتروني تمّ إرساله من قِبل حكّام المجرّة الكميّة |
| Senatör Burtoni'nin ek 5 milyon klon için olan bütçesini oylayalım. | Open Subtitles | دعونا الان نصوت لاقتراح السيناتور بيروتوني للاعتماد المالي بالحصول على 5 ملايين مستنسخ اضافي |
| Sabah sana küvette ölü bir klon gösterdim. | Open Subtitles | جعلتك ترى مستنسخ ميت في حوض الإستحمام هذا الصباح |
| Ben sadece üzerinde saç kesimi denemek için... bir klon olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى لو كان لدي مستنسخ لأجرب قصات الشعر المختلفة به |
| Sabah sana küvette ölü bir klon gösterdim. | Open Subtitles | جعلتك ترى مستنسخ ميت في حوض الإستحمام هذا الصباح |
| Uzun zamandır kayıp olan klon çocukları bulmak zaman alır, bilirsin. | Open Subtitles | تعرفين، تعقُب طفل مستنسخ فُقِد منذ مدة يستغرق وقتاً |
| Harika bir öğrencisin. 80 yaşındaki bir adamın bir klon bedeninde olması, beni hiç rahatsız etmedi. | Open Subtitles | أنتَ طالبٌ رائع وحقيقة أنكَ تبلغ الـ80 في جسدٍ مستنسخ لم تزعجني قط. |
| Bu bir klon beden yok olursa umursamam ama sizin ölmek isteyeceğinizi sanmıyorum. | Open Subtitles | هذا جسد مستنسخ لستُ أهتم إن تم تدميره أشك بأنك تشعر نفس الشيء بجسدك |
| - Onun da bir klonu var. | Open Subtitles | إنه مذيع الولايات المتحدة الأمريكية - لديه مستنسخ - |
| Hiçbir zaman pazarlık yapmaya çalışmadın, demek ki silahın nerede olduğunu bilmiyorsun ve sen de diğer bir klonsun. | Open Subtitles | أعني , أنت حتى لم تحاول التوصل لإتفاق مما يجعلني أعتقد أنه لاتوجد لديك أي فكرة , كيف نجد السلاح بناء على هذا , أنت مجرد مستنسخ آخر |
| - Ben bir klonum. Dışarıda benden 22 tane daha var. | Open Subtitles | أنا مستنسخ وهناك 22 نسخة مني منتشرة |
| Eğer bu tetiği çekersem klonun, son 2 saatte öğrendiğin her şeyi unutur. | Open Subtitles | مستنسخ مع كل الذكريات التي أجريتها قبل الذكريات قد تموت معك إذا ضغطت على الزناد |
| Adria'yı, Baal'ın gemisinden çıkartırken, Adria'yı koruyan başka bir klonla karşılaştım. | Open Subtitles | عندما كنا نحرر (آدريا) بالخارج في سفينة (باال), تخطيت مستنسخ آخر يحرسها, |
| O bir klondu. | Open Subtitles | إنّه مستنسخ إنّه ليس مستنسخاً |