| - Nasılsınız? Sevgili bayan Vole, korkarım size kötü haberlerimiz var. | Open Subtitles | عزيزتى مسز فول ، اٍننى أخشى أن لدينا أخبار سيئة لك |
| bayan French ve mahkumun yeni vasiyetten söz ettiklerini mi duydunuz? | Open Subtitles | هل سمعتى مسز فرينتش و السجين يتناقشان فى موضوع وصيتها ؟ |
| bayan Helm, mahkemede yalan yemin etmenin ne demek olduğunu biliyor olmalısınız. | Open Subtitles | مسز هيلم ، اٍننى أفترض أنك تعرفين معنى كلمة شهادة الزور بالانجليزية |
| Peki bu ülkede bayan Helm, mahkemede yalancı tanıklık yapmanın cezasının çok ağır hapis cezası olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | و هل أنت مدركة مسز هيلم أن عقوبة شهادة الزور فى هذا البلد هى مدة ثقيلة من السجن ؟ |
| Sadece bayan Breckenridge ve senin bir düzine Eohippus ile neler yapabileceğinizi düşün. | Open Subtitles | فقط فكر، ماذا تستطيع انت و مسز بروكنبيرج ان تفعلوا بحفنه من الايوفيلس |
| bayan Hubbard sabah 1:15'te odasında saklanan bir adam olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | مسز هوبارد تنبهت لرجل فى مقصورتها بعد الساعه الواحده و الربع |
| bayan Stein tam olarak kimi ya da neyi aramalıyız? | Open Subtitles | مسز ستاين .. من أو ماذا علينا البحث عنه ؟ |
| bayan Kittredge, o kilitli kutuda hiç eşyanız var mıydı? | Open Subtitles | مسز كييتردج , أي من ممتلكاتك في ذلك الصندوق ؟ |
| bayan Henderson postaneyi aramanı istedi. Telgrafımız varmış. | Open Subtitles | قالت مسز هندرسون أن تتصلى بها فى مكتب البريد لانه قد وصلتها برقية لنا |
| bayan Henderson ben kalem bulamadım diye telgrafı okumadı. | Open Subtitles | مسز هندرسون لم تقرأ التلغراف لاننى لم أعثر على القلم |
| Bütün istediğimiz bu bayan Newton, Evin bazı fotoğrafları. | Open Subtitles | هذا كل ما نريده مسز نيوتن بعض الصور للمنزل |
| bayan Newton, siz ve kocanız hangi kuruluşlara üyesiniz? | Open Subtitles | أخبرينى مسز نيوتن اى منظمات او نوادى تنتمين لها انت و زوجك |
| Charles, kulüpten bayan Green'e konuşma yapacağına söz verdim. | Open Subtitles | تشارلى ,لقد وعدت مسز جرين رئيسة النادى أنك ستتحدث للسيدات و تريد معرفة عن ماذا ستتحدث |
| O nazik bayan Potter da orada olacak. Bana seni soruyordu. | Open Subtitles | و هذه السيدة اللطيفة مسز بوتر ستكون هناك , لقد سألتنى عنك |
| Fena değil. Ama bana bayan Rose'un zengin adamla mı, sevdiği adamla mı | Open Subtitles | لم تخبرينى بعد اذا ما كانت مسز روز تزوجت الرجل الغنى |
| Evlenmenizi daha çok istediğim biri yok. bayan Fairfax'i bile istemem. | Open Subtitles | -مسيو ، اننى لا أفضل أن تتزوج أحدا حتى مسز فيرفاكس |
| Bu da bir şey. bayan Stevens, mücevherlerinizi otelin kasasına koysanız? | Open Subtitles | مسز ستيفنز هلا تركتى المجوهرات فى خزينه الفندق ؟ |
| - Ancak kendim olabilirim bayan Stevens. - O zaman kendin ol John. | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أكون نفسى فقط مسز ستيفنز اذاً كن نفسك جون |
| Bu bayan Emily French vakıası. Muhtemelen olayı gazetelerden okumuşsundur. | Open Subtitles | انها قضية مسز اٍميلى فرنتش ربما أنك رأيت التقارير فى الصحف |
| - Teşekkür ederim. Gazetede bayan French'in başına aldığı bir darbe yüzünden öldüğü haberini okudum. | Open Subtitles | لقد رأيت فى الجريدة أن مسز فرينتش وجدت ميتة و رأسها مهشم للداخل |