"مسطح" - Translation from Arabic to Turkish

    • düz
        
    • yassı
        
    • dümdüz
        
    • düzdür
        
    • flatform
        
    Tıpkı burdaki düz olan tüm yüzeylerde olduğu gibi Evet. Open Subtitles سائل منوي على أغطية السرير وكذلك كل شيء مسطح هنا
    - Çok güzeller. Platform olanların düz hali gibi mi? Open Subtitles هذه لطيفه, هل هي حذاء مسطح وكعب في نفس الوقت؟
    Gezegendeki hiçbir şyer böylesine tamamen düz ve geniş değil. Open Subtitles لا شيء على هذا الكوكب مثله مسطح تماما وشاسع جدا
    yassı arkalıklı olması ise, monte etmeyi çok daha kolaylaştırıyor. TED الحصول على ظهر مسطح يجعله أسهل للتثبيت
    Ona bir babanın da kalçalarının olabileceğini, dümdüz bir göğsü olması ya da yüzünde kılları olması gerekmediğini göstermek istiyorum. TED أود أن أريها أن الأب يمكن أن يتحلى بالفخذين، أن الأب ليس عليه التمتع بصدر مسطح أو القدرة على نمو شعر الوجه.
    Çok tabakalı baskıdan oluşan bir parça, zoetropun düz yatırılmış hâli olarak düşünebilirsiniz. TED إنها قطعة مطبوعة متعددة الطبقات، ويمكنكم اعتبارها زويتروب مسطح.
    Bir zamanlar geniş bir volkandı, şimdiyse kuru, düz bir toprak parçası. Open Subtitles عندما انفجر بركان كبير كثيراً، كل ما تبقى هو ، مسطح الخردة الجافة من الأرض
    Tamam, bak. Uzayı düz bir kağıt gibi düşünürüz. Open Subtitles حسنا انظر لقد اعتدنا ان ننظر للفضاء على انه مسطح
    Bu, verimsiz bir tasarım. Mesela, Penny'nin televizyonu düz ekran. Open Subtitles إنه تصميم غير متكافئ على سبيل المثال، بيني عندها تلفزيون مسطح
    Belki biraz düz, ama sutyeninize bir şey koymanıza gerek yok. Open Subtitles على الأرجح مسطح قليلًا, لكن ما منٍ داعٍ لحشو صدريتكِ.
    Eğer vakum sahiden de boş olsaydı bu doruk olmayacaktı, sadece düz bir çizgi alacaktık. Open Subtitles لو كان الفراغ فارغا حقا، هذه الذروة لن تكن موجودة، سنحصل فقط على خط مسطح.
    El tırnaklarında ve yakın parmak kemiklerinde düz kemik şişleri var. Open Subtitles ورم عظمي حميد مسطح على المشط الأول و قاعدة السلاميات
    İlk kâşiflerin Atlantik okyanusunun batı kıyısına geçtiği ilk dönemde çoğu insan Dünya'nın düz bir yer olduğunu sanıyordu. Open Subtitles عندما خرج المكتشفون الأوائل غربًا عبر الأطلنطي، أغلب الناس ظنوا أن العالم مسطح.
    Radyatör hortumunda düz uç kullanılır hep. Open Subtitles ـ مسطح الرأس دائماً مسطح الرأس لخرطوم التبريد
    O baktan aracını çalıştırsan iyi olur çünkü biz konuşurken düz burun varilleri kamyona yüklüyor. Open Subtitles أشعر بذعر مخيف هنا لأن هذا الرجل مسطح الأنف جاري تحميل بعض البراميل في الشاحنة
    Hayatlarını bir düz bardak şaraba veren tüm o üzümlere yazık olurdu. Open Subtitles سيكون من العار لكل ذلك العنب ليضحوا بحياتهم فقط لينتهي به الأمر فى كوب شمبانيا مسطح. ألا تظنين ذلك؟
    Garip bir kavram ama düz bir dünyada yaşayan insanlarda görebilirsiniz. Open Subtitles إنه مفهوم غريب جداً لكن يمكنك رؤيته مع الناس الذين يعيشون في عالم مسطح
    Kendimi biraz yassı hissediyordum da. Open Subtitles لدي إحساس بأني مسطح.
    Saçın biraz yassı görünüyor da. Open Subtitles لأن شعرك يبدو نوعا ما مسطح
    Bu yüzden insan vücudu ezilip yıldızın yüzeyine dümdüz yapışır. Open Subtitles فجسد الإنسان سيُسحق ليصبح مسطح على سطح هذا النجم
    Çoğunlukla tamamen düzdür ama bazı yerlerde yüzlerce mil genişliğindeki dev çukurlar tarafından kesilmişlerdir. Open Subtitles وهو مسطح تماما في الغالب لكن في بعض الأماكن تجرحه أخاديد ضخمه .بعرض مئات الأميال
    Baksana flatform ayakkabı aldım kendime! Open Subtitles وانظري, اشتريت لنفسي كعب مسطح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more