"مسموح لك" - Translation from Arabic to Turkish

    • iznin
        
    • izin var
        
    • yasak
        
    • izniniz var
        
    • izin veriyorlar
        
    • girme
        
    • iznim
        
    • hakkın
        
    • giremezsiniz
        
    Üzgünüm, kitabın içindekileri görmeye iznin yok. - Kurallara aykırı. Open Subtitles آسف، غير مسموح لك بالرؤية داخل كتابك إنه ضد القوانين
    Böyle bir bilgiyi vermeye... iznin yok mu ? Open Subtitles أنتي غير مسموح لك ِ بإعطاء هذا النوع من المعلومات؟
    Kaç tane almana izin var? Open Subtitles انا اعني كم هو مسموح لك بإتخاذه ؟ ماهي القواعد ؟
    yasak bir hava sahası içerisindesiniz ve iniş izniniz bulunmamaktadır. Open Subtitles أنت تحلق في مجال جوي محظور وغير مسموح لك بالهبوط
    - Sizin cevabı bileceğinizi biliyordum. - Değiştirmeye izniniz var mı? Open Subtitles ـ عرفت سيكون هذا جوابكِ ـ هل مسموح لك أن تغيّرها؟
    Bu üniformayı giymene izin veriyorlar mı? Open Subtitles هل مسموح لك أن ترتدي ذلك الزي؟
    Ya gemime girme izni veririm ya da aşağılık suçlamalarınla yüzleşirim. Open Subtitles مسموح لك بالصعود الى متن سفينتي ? او مواجهة اتهاماتك الاكثر سخرية
    Aslında buraya iznim olmadan giremezsin bile. Open Subtitles في الحقيقة غير مسموح لك بالتواجد هنا من غير إذني..
    Tamam. Bana yılda bir kez kötü bir şey söyleme hakkın var. Open Subtitles حسناًـ مسموح لك أن تقول شئ ذا معنى كل عام
    Buraya giremezsiniz. Open Subtitles أنت لَسْتَ مسموح لك ان تتواجد هنا.
    Buraya gelme iznin yok, biliyorsun. Open Subtitles نعم أنت تعلم أنّه غير مسموح لك بالتواجد هنا
    Sana onun hakkında konuşmaya iznin yok dedim. Hatta onu düşünmene bile izin yok, tamam mı? Open Subtitles لقد أخبرتك بأنك غير مسموح لك أن تتحدث عنها وغير مسموح لك حتى أن تفكر بها ، أليس كذلك ؟
    Hastanede olma iznin var, eve gitmeye iznin var. Open Subtitles مسموح لك ان تكون بالمشفى و مسموح لك ان تذهب للمنزل
    Hayır, bayan. Onu, oraya çıkarmaya iznin yok. Open Subtitles لا يا سيدة , أنتِ ليس مسموح لك لتأخذيه إلى هناك
    Çünkü ben kızlara bakabilirim fakat senin iznin olmadığına eminim. Open Subtitles لأني مسموح لي النظر للفتايات لكن متأكد أنك ليس مسموح لك
    Arada sırada gevşeme iznin var özellikle arkadaşlarla. Open Subtitles مسموح لك ان تفضفض مرة كل فترة، خاصة مع الاصدقاء
    - Ne? Nasıl oldu da babanla konuşmana izin var? Open Subtitles لماذا مسموح لك التكلّمْ مع أَباكَ؟
    - Havuza girmemize izin var mı? Open Subtitles هل مسموح لك بالدخول إلى المسبح؟
    Hey, oraya giremezsin. Orası yasak bölüm. Open Subtitles انتظر، غير مسموح لك بالدخول هناك هذا ممنوع
    Bunu söylemeye izniniz var mı emin değilim. Open Subtitles انا لست اكيدة ان كان مسموح لك ان تقول ذلك
    Bunu yapmana izin veriyorlar mı? Open Subtitles هل مسموح لك به ؟
    Mutfağa girme iznin olmadığını biliyorsun. Open Subtitles . تعرف أنه غير مسموح لك بدخول المطبخ
    Ayrıca bilgisayarıma, laboratuvar aletlerime, MP3 çalarıma kafeinli içeceğime, masama ya da osuran suaygırım Burt'e yazılı iznim olmadan kesinlikle dokunmayacaksın. Open Subtitles أيضاً، غير مسموح لك بلمس كمبيوتري... معدات مخبري، مشغل أغانيَ، قهوتي، مكتبي
    Tamam. Bana yılda bir kez kötü bir şey söyleme hakkın var. Open Subtitles حسناًـ مسموح لك أن تقول شئ ذا معنى كل عام
    Kusura bakmayın, ama pasaportsuz içeri giremezsiniz. Open Subtitles اسف ، لكنه ليس مسموح لك بدون جواز سفر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more