| Bilgisayarımla birkaç saat baş başa kalayım ve bir taslak oluştursam nasıl olur? | Open Subtitles | هل يمكنني ان احصل علي ساعتين وحيده مع جهازي الحاسوب لكي اكتب مسودة |
| Dünyanın dört bir köşesine nasıl göçtüğümüze dair kabaca bir taslak. | TED | وهو مسودة غير مصقولة لهجراتنا حول العالم، |
| Bu e-mesaja cevap yazmalı mıyım? Şu mektuba bir taslak hazırlamalı mıyım? | TED | هل علي الرد على هذا الإيميل؟ هل علي كتابة مسودة لتلك الرسالة؟" |
| Bu, sabah sunduğum yürütme emrinin bir taslağı. | Open Subtitles | .. هذه مسودة للأمر التنفيذي الذي قدمته أنا صباحاً |
| Bunun üzerine, şaire konuşmamın bir taslağını gönderdim ve "Evet, evet, bununla ilgili" dedi. | TED | حسنًا في تلك الحالة، لقد أرسلت إلى الشاعر مسودة من كلامي وقالت لي، " نعم، نعم، ذلك ما تعنيه." |
| Bu bir taslaktı. | Open Subtitles | إنها مجرد مسودة. |
| Elbette bu, sadece bir öneri, bir taslak doktor. | Open Subtitles | إنه بالطبع مجرد اقتراح يا دكتور مسودة أولى |
| Bu kaba bir taslak, çünkü bir şeyler daha eklemek istiyorum. | Open Subtitles | هذة فقط مسودة يمكننى أعادة كتابته من جديد |
| Açıkçası, romanı direk son taslak olarak göndermelisin. | Open Subtitles | يجدر بك بصراحة أن تحوّل الرواية مباشرة إلى مسودة أخيرة |
| Üstüne eklenebilecek bir taslak olsun istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تكون هذه الجديدة مسودةً ثانية أو احتمالية ان تصبح مسودة ثالثة |
| Ama bir taslak üzerinde çalışıp Pazartesi seni bulsam olur mu? | Open Subtitles | لكنني سأعمل على مسودة وأنا على متنها وأراك يوم الاثنين. |
| Bir taslak görmem gerek hem de yakında. | Open Subtitles | احتاج ان ارى مسودة متكامله اريد ان اراها قريباً |
| Daha kaba taslak bir halde ama bir göz atmalısın. | Open Subtitles | إنها مسودة , لكن يجب عليك أن تتطلع عليها |
| Belki sen gitmeden bir kaba taslak çıkartabilirim. | Open Subtitles | ربما استطيع عمل مسودة سريعة قبل رحيلك |
| Televizyon demeciniz için, bir taslak hazırladım. | Open Subtitles | عملت مسودة لخطابك التلفزيوني شكراً |
| Televizyon demeciniz için, bir taslak hazırladım. | Open Subtitles | عملت مسودة لخطابك التلفزيوني شكراً |
| Avukatımız bize bi taslak yolladı zaten. | Open Subtitles | محاميتنا أرسلت لنا مسبقا مسودة |
| Yasa tasarısının bir taslağı var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ مسودة للقانون بوسعكِ عرضها عليّ؟ |
| - Bahsettiğimiz ekonomi politikamızın taslağı. | Open Subtitles | هذه مسودة السياسة المالية التي تكلمنا عنها |
| Karakoldaki Noel partisinde bana yazdığın ilk taslağı getirmen gerek. | Open Subtitles | ربما عليك أن تعطيني مسودة أولى بحلول وصولنا إلى حفلة إجازات الدائرة الحكومية |
| Örnek olarak, bir kaç yıl önce bazı arkadaşlarım, Kongre Kütüphanesi'nde bulunan, Thomas Jefferson'ın kendi elleriyle yazdığı, Bağımsızlık Bildirisi'nin taslağını görüntülediler. | TED | خذ على سبيل المثال، مسودة إعلان الاستقلال المكتوبة بيد توماس جيفرسون نفسه، والتي قام بعض زملائي بتصويرها منذ عدة سنوات في مكتبة الكونجرس. |
| Yeni bir taslaktı. | Open Subtitles | لقد كانت مسودة جديدة |