| Filistinli piç Samir Meshal'in, davet edilmesinin nedeni bu mu? | Open Subtitles | لهذا السبب تمت دعوة هذا الفلسطيني النذل سمير مشعل |
| Samir Meshal evime geldi ve birden şiddetli bir tartışma çıktı. | Open Subtitles | سمير مشعل اتى لمنزلي وفجأه دخلنا في خصام |
| Silahın öfkeli sesinde, festivalin Şenlik ateşinde müzik var. | Open Subtitles | الموسيقى موجودة في إطلاق النار العنيف وفي مشعل بهيج |
| - Arkada çıtırdayan Şenlik ateşimizi duyacak. | Open Subtitles | سيسمع صوت مشعل النار في الخلفية إنها مُحقة |
| Batıracağına iki tüp güneş kremi ve el feneri koyuyorum. | Open Subtitles | لدي أنبوبين من مستحضر ضد حروق الشمس و مشعل كهربائي على أنه سيفشل. |
| Temiz hava, çatırdayan ateş. Güzel olacağa benziyor. Karavanla mı gidiyoruz? | Open Subtitles | هواء نقي، طقطقة حطب مشعل النار، هذا يبدو لطيفاً، أسنستقلّ الشاحنة؟ |
| -İnsan meşale diye bir şey yok. | Open Subtitles | اعرف هذا ليس هناك شيئ من هذ القبيل مشعل بشري |
| Üç hafta önce bu seri kundakçı, ateşle öldüren bir seri katile dönüştü. | Open Subtitles | قبل 3 اسابيع مشعل الحرائق المتسلسل صعد عمله الى قاتل متسلسل سلاحه هي النار |
| Gerçek şu ki, Samir Meshal ile tanıştığınıza bile inanmıyorum ve isminizin Rebecca Lantham olduğuna da inanmıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة انا لا اصدقكك ولا اصدق حتى انك قابلتي سمير مشعل ولا حتى اصدق ان اسمك رابيكا لانثام |
| Ama haklıysam Samir Meshal'in yaşamıyla zaten oynanmış olur. | Open Subtitles | لكن ان كنت محقاً حياة سمير مشعل تم التضحية بها |
| En azından Bayan Meshal'e haklı olduğunu söyleyebileceğiz. | Open Subtitles | على الأقل بمقدورنا اخبار زوجة مشعل انها كانت على حق |
| Samir Meshal, birinci derece prostat kanseriydi. | Open Subtitles | سمير مشعل كان لديه سرطان البروستاتا |
| Qassim Haberleşme'den Samir Meshal. | Open Subtitles | هو سمير مشعل القصيم للأتصالات |
| Önce ödülümü çaldılar ve en başta Şenlik ateşindeki partiye gitmek istememle dalga geçip sonra kendileri gittiler. | Open Subtitles | أولاً سرقوا كأسي التذكاري ثم ذهبوا للإحتفال عند مشعل النار بعد أن سخروا مني لأني أردتُ الذهاب في المقام الأول |
| Önce ödülümü çalıyorlar, sonra da ben gitmek isteyince benimle dalga geçtikleri Şenlik ateşindeki partiye gidiyorlar. | Open Subtitles | أولا قاموا بسرقة كأسي ثم ذهبوا للإحتفال عند مشعل النار بعد أن سخروا مني |
| Bakın, Şenlik ateşine gitmeden önce yalnızca iki dakika kadar orada kaldım. | Open Subtitles | أنظروا ، كنت قرب المنزل تقريبا مدة دقيقتين قبل أن أغادر للذهاب إلى مشعل النار |
| Akdeniz'deki gemilerdeki denizcilere, yol göstermek için kurulmus bir, deniz feneri olarakta kullanilmis olabilir. | Open Subtitles | وانها ايضا لربما إستخدمت كفنار... مشعل ملاحي... لإبحار السفن... |
| Ceza olarak kasaba halkı bir araya toplandı ve büyük bir ateş yaktı. | Open Subtitles | كعقاب اجتمع سكان البلدة معاً و قاموا ببناء مشعل نار كبير |
| Kalenin içinde koşup herkese söylemek istedi maalesef elinde bir meşale vardı. | Open Subtitles | و اوصى كل من فى القلعة ان يتوارثوا حكايته لسوء الحظ انه كان يحمل مشعل |
| Eğer iş icabı araba kullanıyorsa-- 90'ların başında Seattle'da bir seri kundakçı vardı, | Open Subtitles | وان كان عمله يتضمن القيادة كان هناك مشعل حرائق متسلسل في سياتل في بداية التسعينات |
| - Çünkü aracın biyometrik ateşlemesi var. | Open Subtitles | لأنهٌ يمتلك مشعل المقياس الحيوي |
| Belki ayyaş, belki savaş çığırtkanı ama kesinlikle bir savaşçı. | Open Subtitles | قد يكون سكير أو قد يكون مشعل للحرب لكنه بالتأكيد مقاتل |
| Bir asetilen lamba, kaynak makinesi ve levye istiyorum. Hemen! | Open Subtitles | أحتاج مشعل أسيتيلين، لحام قوس و عتلة، الآن |