| Bunlar eğitimli operatörler. sorunu çözeceklerdir. Temiz bir bağlantı kurduktan sonra harekete geçmemizi öneriyorum. | Open Subtitles | لقد أدركوا مشكلتهم الآن, وسوف يتخذون الإجراءات للعودة على الخط. |
| Bunu kaldıramıyorlar. Bu benim değil, onların sorunu. | Open Subtitles | لا يستطيعون معالجة الأمر إنها ليست مشكلتي بل مشكلتهم |
| Görünüşe bakılırsa herkes benden çekiniyormuş, ki bence bu onların sorunu ama belli ki değil. | Open Subtitles | يبدو أن الجميع يخاف مني وهو بالنسبة لي تبدو مشكلتهم |
| Buraya gelip beni götürecek kadar salaklarsa bu onların problemi. | Open Subtitles | إذا كانوا أغبياء ليأتوا هنا من أجل اصطحابي, فهذه مشكلتهم. |
| Çalışan ailelerin bir tanesine bile çakışan görevlerinin, yani meslekleri ve ebeveynliklerinin sadece onların problemi olduğu söylenmemeli. | TED | لا ينبغي ولا حتى على عائلة تعمل أن يقال لها أن تعارض عملها والعمل الذي يجب إنجازه وواجباتهم الأبوية هي مشكلتهم لوحدهم. |
| Ve çocuklar, problemleri her ne olursa olsun birlikte okumalılar. | Open Subtitles | وحول العالم ، جميع الأطفال مهما كانت مشكلتهم يدرسون مع بعضهم |
| Hangi cehenneme gittiyse artık, ona ne istiyorlarsa yapsınlar. O artık onların sorunu. | Open Subtitles | مهما يكن المكان الذي ذهب إليه, يمكنهم الوصول إليه, إنها مشكلتهم الآن |
| Onların sorunu olduğunu düşünüyoruz, bizim değil. | TED | نعتقد أنها مشكلتهم ليست مشكلتنا. |
| Altta yatan sorunu. | TED | ولم تحل مشكلتهم الأساسية حلاً جذريًا. |
| Dante onların muhbiri ve Scott Blair onların sorunu. | Open Subtitles | .... دانتى هو مصدرهم , و , اه سكوت بلير هو مشكلتهم |
| Kalbim ailesiyle. Ama bu onların sorunu. | Open Subtitles | أتعاطف مع أسرته، ولكن المشكلة مشكلتهم. |
| Bu onların sorunu değil mi ama? | Open Subtitles | يتوجبعليهم، هذه مشكلتهم أليست كذلك ؟ |
| Bu onların sorunu. Ben kendi hayatımdan bahsetmem. | Open Subtitles | هذه مشكلتهم, أنا لا أتحدث عن حياتي |
| O zaman o onların sorunu, çünkü sen mükemmel birisin. | Open Subtitles | حسنا اذن.. فتلك مشكلتهم لأنك شخص متكامل |
| Bu insanlar evlenmek istiyorsa, bu onların sorunu. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص يريدون الزواج تلك مشكلتهم |
| Eğer bir yalanla yaşamak istiyorlarsa bu onların problemi. | Open Subtitles | إن أرادوا الإستمرار بالعيش في كذبة فتلك مشكلتهم |
| ..bile herkesin problemi olduğunu idrak edemezler. | Open Subtitles | إن إختفاء الطفل مشكلتهم هم أيضاً |
| Oy verenler bize katılmıyorlarsa, bu onların problemi. | Open Subtitles | وإن خالفنا المقترعين الرأي فتلك مشكلتهم |
| Clay, biz bir misilleme yapmaya karar vermeden önce problemi Mayaların kendisiyle halletmek istiyor. | Open Subtitles | يريد " كلاي " تهدئة مشكلتهم مع " ماينز " - قبل أن نقرر أي انتقام |
| Hergün ağlıyorlar problemleri bu | Open Subtitles | مشكلتهم انهم يشعرون انك لن تكوني قادرة على العيش |
| Onun kendi Sorunları var. | Open Subtitles | هي مشكلتهم الآن |
| Aslında çok tuhaf. Orada dünyayı nasıl koruyacaklarını tartışıyorlar ama daha en büyük sorunlarını halletmediler. | Open Subtitles | طريف أنّهم يتجادلون بشأن كيفيّة إنقاذ العالم وهم لم يحسموا مشكلتهم الأكبر بعد |
| - Onların klonlama sorunlarına yardımcı olmaya çalışmıştık. | Open Subtitles | حاولنا المساعده في مشكلتهم بالإستنساخ - ! |