| Sadece kafan biraz karışık görünüyorsun, o kadar. | Open Subtitles | , لا , أنت تبدو مشوشاً بعض الشئ فحسب هذا كل شئ |
| Şu an secanol'un etkisin. Bu yüzden kafası biraz karışık. | Open Subtitles | إنّهتحتتأثيرالمسكّن, يجعله مشوشاً للغاية |
| "Tablonu alırım ama vurguyu çizgiye ver ya da burayı daha bulanık yap veya o rengi bu rengi kullan." diyemez. | Open Subtitles | لا يمكنه قول كلمة سأشتري لوحاتك لكن قومي بإبراز هذا الخط اجعلي هذا المكان مشوشاً أو استخدمي هذا اللون أو ذاك |
| O kadar da kafa karıştırıcı değil! Ne istediğini soracaksın kadına. | Open Subtitles | إنه ليس مشوشاً إلى هذه الدرجة اسألها ماذا تريد |
| Bu benim hatam, kimsenin değil. Kafam karıştı. | Open Subtitles | إنه عيبُي الخاصُ، ولا أحد آخر ، أصبحت مشوشاً |
| Zorlu bir kalabalığın içine daldın ama gerçek kötü adam konusunda kafan karışmış olabilir. | Open Subtitles | لقد كنت ملماً بالأمور ولكنك قد تكون مشوشاً |
| "Seyircinin mantıksızlığı büyüdükçe şok içinde ve şaşkın: | Open Subtitles | عندما إزداد إنعدام العقلانية لدى الجمهور، مصدوماً و مشوشاً |
| Yüzü bulanıktı ama onun ölüm olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | وجهه كان مشوشاً لكنى متأكدة أنه كان الموت |
| Herşey karışmıştı ve o yakıcı poker eli hala elimdeydi. | Open Subtitles | لقد كنت مشوشاً جدا, ولا زلت متماسكاً حتى آنذاك |
| Şarkı yazıyorum çünkü kafam allak bullak ve her şeyi kağıda döküp bir şarkı yazdığımda çok daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | كتبت تلك الاغاني فقط لان رأسي حينها كان مشوشاً واحتجت ان اضع ذلك على الورق ان اكتب اغنيه تحكي ما انا فيه |
| Gençken benim de kafam karışıktı. | Open Subtitles | عندما كنت شاباً كنتُ مشوشاً ، كنتُ تائهاً |
| - Bu akşam herkesin kafası karışık yahu! Havadandır. | Open Subtitles | الكل يبدو مشوشاً بعض الشيء لا بد أنه الطقس |
| Bu gece biraz fazla hareketli oldu, kafam öyle karışık ki! | Open Subtitles | كان يومنا حافلاً، إن عقلي مشوشاً |
| Bu gece biraz fazla hareketli oldu, kafam öyle karışık ki! | Open Subtitles | كان يومنا حافلاً، إن عقلي مشوشاً |
| Biraz bulanık. - Uyuşturucu var mıydı? | Open Subtitles | لقد كان الأمر مشوشاً قليلاً كان هنالك أية مخدرات؟ |
| Ve bana sakın biraz bulanık olduğunu söyleme. | Open Subtitles | ولا تخبرنى بأن الأمر مشوشاً لحداً ما |
| Şimdi, biliyorum ki bunlar size kafa karıştırıcı geliyor ama yakında hepiniz neden bahsettiğimi anlayacaksınız. | Open Subtitles | وفيلسوف اخلاقي والآن انني على علم ان هذا يبدو مشوشاً لكم جميعاً لكن قريباً , ستفهمون ما اتكلم عنه |
| Bir fahişeyle birlikte olmak bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. | Open Subtitles | الأمر يكون مشوشاً بعض الشيئ احياناً الخروج مع عاهرة |
| Kafam karıştı tabi. Doğru kişiyi arayıp aramadığını sordum. | Open Subtitles | كنتُ مشوشاً بالطبع سألتها إن كانت اتصلت بالشخص الصحيح |
| Ve kafası karışmış ve... bazen... bazen nerede olduğunu unuturdu. | Open Subtitles | مشوشاً و.. بعض الأحيان بعض الاحيان ينسى اين كان |
| "blalalala" derken, şaşkın ve inanılmaz derecede sıkıcı olduğunu kastediyorsan | Open Subtitles | هذا يعتمد على, هل تعني "بلا لا لا لا " شخصاً مشوشاً و مزعجاً؟ |
| bulanıktı. Aniden oldu. | Open Subtitles | لقد كان مشوشاً , لقد خرج فجأةً |
| Aklım karışmıştı, kedime geldiğimde oradan uzaklaştım. | Open Subtitles | أنت تعلم بأني كنـُت مشوشاً وعندما أستيقظت بدأت بالحركة |
| Onun zihni benimkisi gibi allak bullak değil. | Open Subtitles | تفكيره ليس مشوشاً أو متشابك مثلى |
| Ama lisedeydim, kafam karışıktı ve babam mahvolmuştu. | Open Subtitles | لكني كنت في المرحلة الثانوية كنت مشوشاً وكان والدي شخصاً محطماً |
| Film herşeyi birbirine karıştırdı. | Open Subtitles | ما زلت مشوشاً بشأن الأشياء المعروضة في ذاك الفيلم |