| Çok iyi el sıkışıyorsun. Ayrıca kuyruğunu salladığında, odayı aydınlatıyorsun. | Open Subtitles | ولديك مصافحة يد دافئة وعندما تهز ذيلك فأنت تضيء المكان |
| Hayatını değiştirecek olan Brad Honeycutt'la el sıkışma tecrübesini kaçırdığın için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لما فاتك في تجربة تغيير الحياه في مصافحة براد هونيكات |
| -Evet öyleyim. Hayır Kardeşleri'ne katıldım. Gizli tokalaşma yöntemimiz bile var. | Open Subtitles | بلى راهبة ، انضممت لراهبات الصدقة حتى أنه لدينا مصافحة سرية |
| şanslı polis, Birleşik Devletler başkanıyla tokalaşma fırsatını yakalıyor. | TED | شرطي محظوظ تمكن من مصافحة الرئيس الولايات المتحدة , اوه ..وها هو يأتي |
| Çak ortak bi 5'lik daha bi 5'lik daha bebeğim.. | Open Subtitles | ..هيا مصافحة كبيرة ..ومصافحة أقل ومصافحة صغيرة |
| Yumruk, yumruk serçe parmak, börek kıçı tokatla ve de çifte beşlik. | Open Subtitles | إنها مصافحة القبضه، مصافحة القبضه القفل على الخنصر ضرب اليد ضرب المؤخره |
| Yani eğer epidemi vb problemleri gerçekten çözmek istiyorsanız, bununla başlayalım. Bu fikri edindiğimden bu yana, yüzlerce el sıkmak zorunda kaldım. | TED | لذا إذا أردتم حقًا حل مشكلة الأوبئة وما يشابهها، فلنبدأ بتجنب المصافحة. ومنذ أن توصلت لتلك الفكرة، فإنه يستلزمني مصافحة مئات الأيدي. |
| IQ gerekliliği var ancak gizli el sıkışma yok. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة مصافحة خاصة هناك أقوال ذكيّة لازمة |
| Güçlü el sıkışı. Bunu sevdim. Hakkında çok şey söylüyor bana. | Open Subtitles | مصافحة قوية انها تكشف الكثير عنك تفضل بالجلوس |
| Arkadaşlarınla el sıkışıp sohbet etmemi bekliyorsun. | Open Subtitles | وتريد منّي مصافحة أصدقائك وإجراء الأحاديث، |
| Şirket patronu gibi el sıkış. | Open Subtitles | أي مصافحة قويّة كُلّ تَحتاجُ. الموافقة، أَبّ. |
| Gizli bir tokalaşma deneyebiliriz ama bunca yıl sonra beni herkesten iyi tanıdığını sanıyorum. | Open Subtitles | حسناً يمكننا الإتفاق على مصافحة سرية لكن أود أن أعتقد أنك تعرفني أفضل من الجميع بعد كل هذه السنوات |
| Küçük insanlarla tokalaşma hakkında güzel bir şey bilmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين معرفة شيء رائع عن مصافحة الأطفال؟ |
| tokalaşma esnasında geçen birçok hastalık mikrobu var. Öpüşmek daha güvenli. | Open Subtitles | عدد الأمراض التي تنتقل خلال مصافحة رقم مهول |
| Bir beşlik çakmak bile yetmez buna. Çak bir altılık! | Open Subtitles | مصافحة بخمس أصابع لن تجدي ، مصافحة بستة أصابع |
| Dün akşam üç kez yapmıştım oysa. Çak kendine. | Open Subtitles | وهذا فعلته الليلة الماضية ثلاث مرات ، مصافحة للنفس |
| Çakın bir beşlik hadi. En Amerikalısından. | Open Subtitles | هيّا، صافحوني مصافحة على الطريقة الأمريكية |
| Seks yaptığım olarak. En yüksek beşliği talep ediyorum. Koruyucu elbise giyseydim bile çakmazdım. | Open Subtitles | ـ بالضبط ، انا ارفع يدي بأعلي مصافحة ـ ليس إن لم أكن ارتدي بدلة الآمان |
| Eğer öpmek zorunda kalırsa, bu tamamen baştan savma olur sanki biriyle tokalaşması gibi veya bir köpeği besler gibi. | Open Subtitles | إن حدث واضطرّت لتقبيله، فسوف تكون القبلة بدون مشاعر، مثل مصافحة أحدهم أو التودد لكلب. |
| Eğer bir kardeşin elini sıkmak istemiyorsan, sadece söylemen yeterliydi. | Open Subtitles | إن كنت لا تريد مصافحة رجل أسود قل هذا فحسب |
| Bu ne utanmazlık, gün ışığında düşmanınla tokalaşıyorsun. | Open Subtitles | جريءٌ جدا ، مصافحة العدو في وضح النهار |
| Biletleri çeken bu ellerle tokalaşmak ister misin? | Open Subtitles | أتود مصافحة اليد التى أبتاعت تلك التذكرة ؟ |
| Söyle bakalım, bu aralar tokalaşıyor musun? | Open Subtitles | أخبرني ، هل مازلت تتجنب مصافحة الأيدي؟ |