| Şok oldum! Şok oldum! Şey, o kadar da değil aslında. | Open Subtitles | أنا مصدوم, مصدوم حسناً, لست مصدوماً لهذه الدرجة |
| Herkes Şok içinde! | Open Subtitles | حيث لا أشياء مروعة تحدث أبدا وكل شخص مصدوم |
| Size bir sürü yalan söylemişler. Onlara inanmanıza çok şaşırdım. | Open Subtitles | مجموعة أكاذيب ، أنا مصدوم بأنك صدّقتهم ، مصدوم جدًا |
| şokta falan değil o. Sadece beni kızdırmak için yapıyor. | Open Subtitles | انه ليس مصدوم انه يفعل هذا ليخرجني عن طــــوري ٌ |
| Bunu mu söyledi? - Evet. Daha önce demediği için şaşırdın mı? | Open Subtitles | إنه قال ذلك أجل , أنت مصدوم لأنه لم يظهر ذلك ؟ |
| Bu olayın arka bahçelerinde gerçekleşmesi komşuları şoke etti. | Open Subtitles | الحي مصدوم بأن هذا يحدث في ساحتهم الخلفية |
| şoktayım, yani, bu korkunç. | Open Subtitles | حسناً، أنا مصدوم أعني أن ذلك خبر سيْ |
| Bu soruşturma yüzünden sarsılmış ve endişeli bir haldeyim. | Open Subtitles | أنا مصدوم. و أشعر بالقلق من هذه التحقيق. |
| Ve-Ve kayda geçmesi için söyleyeyim, Şok şok oldum-- hususi hekimimin hem bir kaçak hem de soğuk kanlı bir katil olmasından dolayı. | Open Subtitles | ولمعلوماتكم، أنا مصدوم ، مصدوم لذلك لأن طبيبي الشخصي هارب وقاتل بدم بارد |
| Şok oldum, siz de kendinizden utanmalısınız. Çok sağ olun. | Open Subtitles | أنا مصدوم ومنزعج قليلا لأنّك إعتقدت بأنّني فعلت. |
| Öyle mi? Şok oldum şimdi çünkü onun ofisinde dikiliyorum, sen de onun koltuğunda oturuyorsun. | Open Subtitles | أنا مصدوم لأنني أقف في مكتبه و أنت تجلس في كرسيه |
| Öyle mi? Şok oldum şimdi çünkü onun ofisinde dikiliyorum, sen de onun koltuğunda oturuyorsun. | Open Subtitles | أنا مصدوم لأنني أقف في مكتبه و أنت تجلس في كرسيه |
| Batı Roxbury'de, elitlerin yaşadığı Bellevue Hill'deki bir doktorun vahşice öldürülmesi herkesi Şok etmiş durumda. | Open Subtitles | أنباء عن جريمة قتل وحشية لدكتور في حارة تل بيليفو في غرب روكسبوري مصدوم و مفزوع |
| Bunu Başkan'ın onayını almadan yaptığına ben de Başkan kadar şaşırdım. | Open Subtitles | أنا مصدوم تماماً مثل الرئيس أنها ستتصرف هكذا دون موافقته المباشرة. |
| Tümörün o kadar büyük ki şu anda yürüyebilmene bile şaşırdım. | Open Subtitles | ورمك كبير جدا لدرجة أني مصدوم بقدرتك على السير إلى هنا |
| Bu konuda konuşacağımı düşünmenize çok şaşırdım doğrusu. | Open Subtitles | أنا مصدوم بأنك تعتقد بأنني سوف أتفوه بكلمة واحدة حول هذا |
| Başına büyük darbeler almış. Soluk alıyor, sersemlemiş ama bilinci yerinde. Muhtemelen şokta. | Open Subtitles | لدية جروح قطعية في الرأس ، وهو يتنفس ، ومذهول ، ولكنه واعي ، وربما مصدوم |
| Neden bu kadar şaşırdın? | Open Subtitles | لماذا أنت مصدوم ؟ |
| Bu seni şoke etmiş olmalı, müdür. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك مصدوم و مرتاع حضرة المدير |
| Seni temin ederim, canım, senin gibi ben de şoktayım. | Open Subtitles | - أؤكذ لك عزيزتي انا مصدوم مثلك |
| Her şeyden önce çok sarsılmış olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | كيف تصف لي سلوك المحقق " تايلور " ؟ قد أقول أنه مصدوم أكثر من شيء آخر |
| Hanımlar, bu gece burada, bir Reverse Porky olayı yaşanmasından resmen Şoka uğradım. | Open Subtitles | حسناً ، ياسيدات أنا مصدوم بالذي يحدث هنا |
| Denizcilerin durumunu öğrenince çok sarsıldım. | Open Subtitles | كنت مصدوم من حالة البحارة المختطفين |
| travma geçiren iki çocukla birden baş edemem. | Open Subtitles | بأمكاني التعامل مع طفل مصدوم واحد في وقت واحد |
| Renan'ın, ölüme yakın kazasından dolayı Jimmy, aşırı derecede sarsıldı. | Open Subtitles | بعدما قارب رينان علي الموت جيمي كان مصدوم للغاية |
| Mesela sürekli rejime girerdi ama sonradan kaçamak yapardı ve daha fazla şişmanladığını görünce de çok şaşırmış gibi yapardı. | Open Subtitles | لكنهُ مُسمر على إجراء عدد من الحمياتّ وبعدذلكيظهرإنهُ مُحتال.. و حينها يتصرف وكأنهُ .. مصدوم عندما يصبح أكثر بدانة |
| Sanırım kan kaybından öleceğim. Kan kaybından ölmeyeceksin. Sadece şoktasın. | Open Subtitles | أظن أنني أنزف حتى الموت - أنت لاتنزف حتى الموت، أنت مصدوم فحسب - |
| - Testi geçemiyor çünkü 2 tek attı ya da çok sarsılmıştı. | Open Subtitles | ذلك الذي سقط فيه لأنه الآن تناول البعض أو أنه مصدوم |