"مصلحتها" - Translation from Arabic to Turkish

• iyiliği
• iyiliğini
• çıkarlarını
• çıkarı

Tae Yang kendi iyiliği için gitmek istediğini söyledi.
♫ يوماً ما تاي يانغ" قالت أنها سوف تغادر من أجل مصلحتها الخاصة

İnan bana, bu onun kendi iyiliği için, tamam mı?
صدقيني ، هذا من أجل مصلحتها حسناً

Aldığım her karar onun iyiliği için.
وكل قرار أتخذه يصبّ في مصلحتها.

Bu durum nedeniyle iyiliğini ihmal edersen, kendini hiç affetmezsin.
ولن تسامحي نفسكِ أبداً إن أهملتِ مصلحتها بسبب هذه القضية.

Üstelik kendi çıkarlarını gözardı ederek hareket etti.
لها علاقه بهذا, لقد كانت تتصرف ضد مصلحتها الشخصيه في الواقع

Charlie, bu onun iyiliği için. Başka bir hikâyeye ihtiyacı var.
يا (تشارلي) إنهُ من أجلِ مصلحتها فهي تحتاجُ قصةً أخرى لترويها.

Bu kesinlikle onun kendi iyiliği için.
هذا بالتاكيد من أجل مصلحتها

Kendi iyiliği için, ona çalışma dedim.
من أجل مصلحتها قلت لها لا عمل

- Kendi iyiliği için zeki.
ذكية جداً على مصلحتها

Bu onun iyiliği için.
انه لاجل مصلحتها

Kendi iyiliği için yaptım.
فقط فعلت ذلك لأجل مصلحتها

Ne yaptıysam, onun iyiliği için yaptım.
ما قمت به كان من اجل مصلحتها

Kendi iyiliği için söylüyorum.
انا اخبرها من اجل مصلحتها

- Kendi iyiliği içindi.
كان لأجل مصلحتها.

- Kendi iyiliği için.
هذا من أجل مصلحتها

Waller kendi iyiliği için biraz fazla pimpirikli davranıyor.
{\pos(190,220)} آسف، (والر) تحتذي الشموليّة التامة قليلًا لأجل مصلحتها.

- Kendi iyiliği için.
إنه من أجل مصلحتها

Lütfen, onun iyiliği için bu.
-لا -من فضلك، هادا من اجل مصلحتها

Sadece onun iyiliğini istiyorsunuz.
كنتم ترعون مصلحتها و حسب

Onlar da tıpkı Batı'daki ekonomilerdeki gibi kendi rasyonel çıkarlarını takip ederek örnek tüketiciler olacaklardı.
الذين سيتحولون إلى نماذج استهلاكية تتبع مصلحتها الخاصة بطريقة عقلانية بالضبط بنفس الطريقة التي تعمل بها اقتصاديات الغرب

Kendi çıkarı için çok zeki.
ذكية جداً على مصلحتها