| Evvel zaman içinde... uzaklarda bir krallıkta... genç bir kız yaşardı... saçları altından yapılmış... köydeki insanlar onu gördüklerinde... | Open Subtitles | فى مملكة بعيدة جدا جدا عاشت هناك فتاة صغيرة كان شعرها مصنوعا من خصلات الذهب |
| Evvel zaman içinde... uzaklarda bir krallıkta... genç bir kız yaşardı... saçları altından yapılmış... köydeki insanlar onu gördüklerinde... | Open Subtitles | فى مملكة بعيدة جدا جدا عاشت هناك فتاة صغيرة كان شعرها مصنوعا من خصلات الذهب |
| İnsandan yapılmış dahi olsalar, onları tekrar insan haline döndürebilir misin? | Open Subtitles | ,حتى لو كان هذا الشئ مصنوعا من البشر فهل نحن قادرين على إعادتهم إلى طبيعتهم؟ |
| Onun köpekleri sevdiğini öğrendim, eğer köpek derisinden yapılmış bir şeyler varsa, bu çok iyi olur. | Open Subtitles | اكتشفت أنها تحب الكلاب لذا إن وجدنا شيئا ً مصنوعا ً من جلد الكلاب سيكون ذلك رائعا ً |
| Hiç gazetelerden yapılmış bir ev gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت أبدا بيتا مصنوعا من الجرائد؟ |
| Ama üç milyar elektron volttan kurtulacak kadar yoğun olan bir organizmanın katı nükleer maddeden yapılmış olması şart. | Open Subtitles | ينجو من شدة 3 مليار إلكترون-فولت عليه أن يكون مصنوعا من عناصر تحت - ذرية |
| - Altından yapılmış olamazdı. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون مصنوعا من الذهب |
| Pod, Lucky'nin brandasından yapılmış. | Open Subtitles | الجراب كان مصنوعا من بلاستيك تغليف لاكي |
| Çenem camdan yapılmış değil. | Open Subtitles | فكّي ليس مصنوعا من الزجاج. |
| Alet dökme demirden yapılmış. | Open Subtitles | السلاح كان مصنوعا من الحديد |