| Yani... en azından o elbise hakkında haklı olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا على الأقل نعرف انك كنت مصيبة بشأن ذلك الفستان |
| Seni uyandırdığım için özür dilerim fakat haklı olduğunu sana söylemem gerekiyordu. | Open Subtitles | آسف لإيقاظك ولكن توجّب عليّ إخبارك بأنّك كنت مصيبة |
| Ya da senin değerinden daha fazla bela olduğunu anladılar. | Open Subtitles | أو أنهم اكتشفوا أنك ستكون مصيبة أكثر مما أنت عليه |
| Gerçekten varoluşsal bir felaket olsa durum ne kadar vahim olurdu? | TED | كم سيكون الأمر كارثياً إذا وقعت مصيبة تؤثر على الوجود البشري؟ |
| Başı belada mı? | Open Subtitles | أتمنى ألا تكون قد وقعت في مصيبة. |
| Tanrı'nın belası biri! | Open Subtitles | . إنه مصيبة من الله، فخامتك |
| Bir babanın oğlundan uzun yaşamasının harika bir trajedi olduğu söylerler. | Open Subtitles | يقولون أن أسوء مصيبة هي عندما يعيش الأب أطول من إبنه |
| Devam edeceksin. O konuda haklısın. Ben de sana hep destek olacağım. | Open Subtitles | استمري، أنت مصيبة بذلك وسأكون خلفك طوال الطريق |
| Tanrım, bu bir facia. | Open Subtitles | يا إلهي , هذه مصيبة |
| Bir felaketti! | Open Subtitles | لقد كانت مصيبة |
| haklı ya da haksız, başardı. | Open Subtitles | ان كنت مصيبة ام لا كان بإمكانه قتلي |
| Aslında söylediklerinde biraz haklı, baba. | Open Subtitles | لديها وجهة نظر مصيبة يا أبي |
| Lila konusunda haklı çıktığını. Bana zararı dokundu. | Open Subtitles | بأنّك مصيبة بشأن (ليلى) لم تكن ملائمة لي |
| Juliet, Diğerleri nin geleceği konusundaki uyarısında haklı çıkmıştı. | Open Subtitles | "وكانت (جولييت) مصيبة بتحذيرها من أنّ "الآخرين" قادمون" |
| Bu kızın bela olduğunu biliyordum. Çocuğun kalbi çok kırılacak. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه هذه المرأة مصيبة سوف تتسبب بكسر قلب الفتى |
| Bizi ölümcül bir bela konusunda uyarmaya gelmiş ve insanlarımızın kaderinin bağlı.. | Open Subtitles | وهو يقول ان مصيبة كبيرة على وشك الحدوث لنا |
| Bu tarih için söylenen "felaket felaket üstüne" söylemini hatırlatıyor. | TED | انها تذكرنا وصف التاريخ ك " مصيبة تلو الأخرى،" صحيح؟ |
| Sikhler için gerçekten kötü ve onların başı belada. | Open Subtitles | هذا سيءٌ للشيوخ إن الشيوخ في مصيبة |
| Bu kız tam bir baş belası. | Open Subtitles | -هذه الفتاة عبارة عن مصيبة |
| Resmen bir trajedi, başka türlü ifade edemiyorum. | Open Subtitles | انها مصيبة ، لا اجد طريقة اخرى لوصف لذلك |
| haklısın, batılı silahlar ve gemiler burada. | Open Subtitles | انت مصيبة ! سفن وذخائر الغرب هنا |
| Barney, bu bir facia. | Open Subtitles | بارني هذه مصيبة |
| O tam bir felaketti! | Open Subtitles | كانت تلك مصيبة |
| Bir felaketi kaldıramayız. | Open Subtitles | لا يمكنني تحمل مصيبة |
| Ancak benim için talihsizlik ve felaketten başka bir şey değildi. | Open Subtitles | لكن بالنسبة إلي لا تعني إلا مصيبة وكارثة |