| Korkarım, kaderin tamamen sana ait ve bunun bir parçası olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أخشى أنَّ مصيركَ بينَ يديك لا أريد أن أتدخل في شيء |
| Shunosuke, senin kaderin de değişti. | Open Subtitles | شونوسوكي مصيركَ تَغيّرَ، أيضاً. |
| Belirlediğin yalnızca kendi kaderin değil aynı zamanda kızının da kaderi! | Open Subtitles | ... أنتَ لم تحكم فقط على مصيركَ و لكن على مصير ابنتكَ ، أيضاً |
| O da kaderini senin benim gibi hak etmedi. | Open Subtitles | مصيرها ليس مستحقّاً كما هو مصيركَ و مصيري |
| Zira an itibariyle kaderini mühürlemiş oldun. | Open Subtitles | لأن هذه هي اللحظة التي ختمت فيها مصيركَ. |
| - Hayır. Beni alın, onu değil. - Kaderinle sen de yakında buluşacaksın. | Open Subtitles | خذوني أنا وليس هي - ستلاقي مصيركَ عن قريب - |
| Eğer Molly'ye bilerek HIV virüsünü bulaştırdıysanız hapsi boylayacaksın o zaman. | Open Subtitles | لو ثبت علمكَ بتعرّض مولي للأصابة بـ(الإيدز)، فسيكون مصيركَ السجن. |
| O kapıdan girdiğin anda kaderin son bulmuş oldu. | Open Subtitles | -لقد حُدِّد مصيركَ حينما دخلت من ذلك الباب . |
| Evet, bir kartal görüyorum ve bu kartal senin kaderin, Reis Borg. | Open Subtitles | أجل، لقد رأيت نسرًا، والنسر هو مصيركَ يا قائد (بورج). |
| Ne yaptım ki? Senin kaderin bu. | Open Subtitles | هو فقط مصيركَ. |
| kaderin. | Open Subtitles | مصيركَ ؟ |
| Küçük beyinli adamların keskin düşüncelerinin kaderini tayin etmesine izin verdim seni korumam gerekirken. | Open Subtitles | لقد تركتُ عقيدة رجالِ ذوي عقولٍ محدودة تقررُ مصيركَ. بينما كان يتوجبُ علي حمايتكَ. |
| Kuzgun Kral'ın kitabı efendi. Senin kaderini anlatır bana. | Open Subtitles | كتاب "الملك الأسود"، سيدي، أنهُ يخبرني مصيركَ. |
| Ama bu, Benny kan raporum, senin kaderini çizecek. | Open Subtitles | "لكن هذا، (بيني)..." "تحاليلي للدم هي ما تحدّد مصيركَ" |
| Quinn'in topladığı bilgiler bana dostumuzun yerini göstermiş olabilir fakat senin kaderini çizecek olan benim kan raporum Benny. | Open Subtitles | "قد يدلّني بحث (كوين) على مكان صديقنا، لكن هذا، (بيني)..." "تحاليلي للدم هي ما تحدّد مصيركَ" |
| - kaderini kabullen. | Open Subtitles | -فقط تقبل مصيركَ . |
| Kaderinle yüzleşme zamanı. | Open Subtitles | لقد حان وقت مواجهى مصيركَ. |
| Eğer Molly'ye bilerek HIV virüsünü bulaştırdıysanız hapsi boylayacaksın o zaman. | Open Subtitles | لو ثبت علمكَ بتعرّض مولي للأصابة بـ(الإيدز)، فسيكون مصيركَ السجن. |