| Söylemeliyim ki, bu biraz sıkıcı. Demek istediğim, bu beni şaşırttı. | Open Subtitles | عليّ القول، هذا مضجر بعض الشيء أعنى، كان هذا مفاجئاً لي |
| Güzel bir bahar günüydü bekarlar için yılın sıkıcı bir zamanı. | Open Subtitles | وكان يومها يوم ربيعي جميل وفي وقت مضجر للعزاب |
| Aslında oraya alıştığınızda orayı oldukça sıkıcı bulursunuz. | Open Subtitles | وعندما تُصبحُ حقاً أسفل إليه، هو مضجر جداً. |
| Artık sıkıcı olmaya başladı. | Open Subtitles | أصدقك القول .. سيدي.. الأمر معها مضجر نوعاً ما. |
| Ayrıca kendini beğenmiş can sıkıcı tavsiyeler verildiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | وكذلك بعض مضجر يَعْرفُه كله تَعطيهم نصيحةَ عديمة الجدوى. |
| Aslında oraya alıştığınızda orayı oldukça sıkıcı bulursunuz. | Open Subtitles | وعندما تُصبحُ حقاً أسفل إليه، هو مضجر جداً. |
| - Hey beni suçlamayın. Bu filmin sonu tahmin edilebilir ve çok sıkıcı. | Open Subtitles | لا تلوميني ، هذا الفيلم مضجر ويمكن التنبؤ به |
| sıkıcı bir iş olduğunu biliyorum ama neler görebileceğini kim bilebilir ki? | Open Subtitles | أعرف بأنّه مضجر جداً لكن من يعرف ما قد تكتشفه ؟ |
| Itiraf etmeliyim ki biraz sıkıcı bir şeymiş. Beni şaşırtan bu oldu. | Open Subtitles | عليّ القول، هذا مضجر بعض الشيء أعنى، كان هذا مفاجئاً لي |
| Hayır, hayır, hayır, biz sadece bir arkadaş yardımcı olur. Size bir iyilik yapıyoruz. sıkıcı, ağır, sizi sıkmak istemiyorum's. | Open Subtitles | لا, نساعد بعض الاأصقاء فقط بمثابة خدمة, هذا مضجر فعلاً |
| Şahsıma yapılan suikastı, sıkıcı tıbbi konularla böldüğüm için özür dilerim. | Open Subtitles | متأسف لقطع عملية تشويه سمعتي لأجل أمر طبيّ مضجر لكن عندما سحبنا دم المريض، تجلط على الفور داخل الأنبوبة |
| Çok sıkıcı bir bilinçaltı olduğunu kanıtlamamız yaklaşık bir saatimizi aldı. | Open Subtitles | حسناً، يستغرقنا الأمر أكثر من ساعة لإثبات أنّ ما دون وعيها مضجر للغاية |
| Ki eminim kendisi çok yakışıklı, kaslı ve inanılmaz sıkıcı biridir. | Open Subtitles | و الذي من المحتمل أنه وسيم جداً ملائم جداً و مضجر جداً |
| Aslına bakacak olursan çok sıkıcı. | Open Subtitles | في الواقع،إنّه مضجر حرفياً. أريد وحسب المغادرة، |
| Taşraya taşınmak hoşuma gider diyordum ama sıkıcı işte. | Open Subtitles | ظننتُ بأنه سيعجبني القدوم إلى الريف لكنه مضجر |
| Ama bu çok sıkıcı, cezalandırılıyorum sanki. | Open Subtitles | لكن هذا مضجر جداً يبدو ذلك كاني أتلقى عقاباً |
| Ayrıca lütfen bağırma, bu çok can sıkıcı bir şey ve seni kimse duyamaz. | Open Subtitles | جيد ورجاء لا تصرخي إنه مضجر ولا أحد يمكنه سماعك |
| Çok sıkıcı. Hayatım bu değil ki benim. Ben... | Open Subtitles | هذا مضجر حقاً ، هذه ليست ماهية حياتي ..أنا فقط |
| Arabada oturup hiçliği izlemek sıkıcı. | Open Subtitles | الجلوس في السيارة ومشاهدة العدم أمر مضجر |
| - Çok sıkıcı. Bana kız kardeşlerin olacak demiştiniz. | Open Subtitles | ــ إنّه شيء مضجر ــ يا إلهي , لقد وعدتُماني يا أخواتي |
| Göçebe hayatı yaşayıp devamlı oda servisinden yemekler yemek biraz bıktırıcı. | Open Subtitles | وأعيش بالخارج في حقيبة أكل من خدمة الغرف كل الوقت ذالك مضجر قليلاً |
| Siz olmadan çok sıkıcıydı buralar! | Open Subtitles | كان كل شيء مضجر من دونك |