| Onun gibilerle takılmak... zaman kaybı olduğunu düşünmedin mi hiç? | Open Subtitles | يا إلهي، ما الذي تفعله معها؟ أليست تلك مضيعةً للوقت؟ |
| Bütün yolculuğumuz tamamen zaman kaybı oldu! | Open Subtitles | بل لأنك مغفل الرحلة بأكملها كانت مضيعةً للوقت |
| Şimdi ise ayrılıyorsun ve kızgın olmanın sadece zaman kaybı olduğunu anladım. | Open Subtitles | ...وها أنت الآن تغادر أدركت أن غضبي منك كان مضيعةً للوقت |
| Bana göre, savaş tam bir zaman kaybıydı. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، الحرب كانت مجرد مضيعةً للوقت |
| Ders büyük vakit kaybıymış. | Open Subtitles | لقد كانت تلك المحاضرة مضيعةً للوقت |
| Bir ton. Bu sadece zaman kaybı. | Open Subtitles | إنَّ ألف باونداً لهو مجردُ مضيعةً لوقتي |
| Ben gelişim olarak görüyorum. Belki de bunun vakit kaybı olduğunu fark ediyorumdur. | Open Subtitles | أو رُبما أدرك كم كان هذا مضيعةً للوقت |
| Bence bu zaman kaybı. | Open Subtitles | أظنّ هذه مضيعةً للوقت |
| Zaman kaybı. | Open Subtitles | كلّ هذا مضيعةً للوقت |
| Hayır bu zaman kaybı olur. | Open Subtitles | كلا، سيكون هذا مضيعةً للوقت. |
| Bana sorarsan bu zaman kaybı. | Open Subtitles | أسألني، هذا مضيعةً لوقتك |
| Geliyorlar diye bu yaptığın önemsiz, zaman kaybı mı oldu yani? | Open Subtitles | ليس مهماً ؟ مضيعةً للوقت ؟ |
| Gidelim Felix. Zaman kaybı olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | دعنا نذهب (فيلكس) لقد علمت أن هذا مضيعةً للوقت |
| - Boş yere sızlanmak zaman kaybı olur. | Open Subtitles | الرِثاء سيكون مضيعةً للوقت |
| sadece... zaman kaybı, ve beni- şüphelendiriyor. | Open Subtitles | مضيعةً للوقت, والأمر يقلقني |
| Ama hepsi sadece zaman kaybıydı. | Open Subtitles | ولكن كان كل ذلك مضيعةً للوقت. |
| Tamamen zaman kaybıydı. | Open Subtitles | كان هذا مضيعةً لوقتي بالكامل |
| Meğer vakit kaybıymış. | Open Subtitles | واضح أن هذا كان مضيعةً للوقت |