| Tanrım, Rose, sahilde bir mutfak kurmuşlar. | Open Subtitles | يا إلهي يا روز لقد بنوا مطبخاً على الشاطئ |
| Anlaşıldı. Bu büyük bir tekne değil ve ekibin kamarası şimdi mutfak haline dönüştü. | Open Subtitles | ليس قارباً كبيراً، وأصبحت غرفة نوم الطاقم مطبخاً. |
| Evet, ben Judith ile evlendiğimde vasektomi yaptırıp yeni bir mutfak yapma ve ishal bir Labradoodle almak da tamamen kendi seçimimdi zaten. | Open Subtitles | كان قراري أن أقطع قناتي الدّافقة وأن نشتري مطبخاً جديداً، و كلب مريض بالإسهال. |
| Gerekiyorsa, evladiyelik mutfak gibiyimdir. | Open Subtitles | فإذا تطلب الأمر فسأكون مطبخاً للأبد |
| Burada da ufak bir mutfak olur. | Open Subtitles | بإمكاننا أن نجعل مطبخاً صغيراً هنا. |
| Sana yeni bir mutfak yapacağım, hayatım. | Open Subtitles | -سأبني لك مطبخاً جديداً يا حبيبتي |
| Ama burada... Tanrım, sahilde bir mutfak inşa ettiler Rose. | Open Subtitles | (يا إلهي يا (روز لقد بنوا مطبخاً على الشاطئ |
| Burada mutfak yok. | Open Subtitles | لا أمتلك مطبخاً |
| Hayır! Tamam. İlginç bir mutfak, değil mi? | Open Subtitles | أوليس هذا مطبخاً رائعاً؟ |
| Tam karşıda mutfak var. | Open Subtitles | هناك مطبخاً أمامنا، |
| Orada ikinci bir mutfak var. | Open Subtitles | لديهم مطبخاً آخراً هناك... |