| paraşüt yok, silah yok, sadece basit bir gizli dinleme. | Open Subtitles | لا مظلات و لا مدافع رشاشه مجرد تنصت بسيط |
| Havacı subayı adaylığından atıldıktan sonra paraşüt katlayıcı olmuş. | Open Subtitles | بعد مسحه لطلبة الطياريت أصبح مفصل مظلات |
| Çocukları şemsiye ve lastik botlarla memenin altında gülüp eğleniyorlar. | Open Subtitles | أطفالها يرقصون مرحًا تحتها و معهم مظلات و أحذية مطاطية. |
| Fazladan ananas dilimi, fazladan kremşanti fazladan kiraz, fazladan şemsiye istiyorum ve rom olmasın. | Open Subtitles | شرائح اناناس اضافية و كريما مخفوقة اضافية كرزات اضافية و مظلات اضافية اوقف الكحول |
| Banka soyacağım ve kendime bir ada alıp üzerinde küçük Şemsiyeler olan tuhaf içkilerden içeceğim. | Open Subtitles | سأسرق بنكا وسأشتري لنفسي جزيرة واحصل على بعض من تلك المشروبات الفاخرة مع مظلات صغيرة عليها |
| Peki o zaman paraşütçü askerlerin, 4 kilometrekarelik bir alanda bütün sivil nüfusu ortadan kaldırırken, ... sadece sizi sağ bırakmalarını nasıl açıklayacaksınız? | Open Subtitles | كيف تفسرين إنقاذ جنود مظلات العدو لكم، في الوقت الذي تخلصوا فيه من كافة المدنيين الآخرين، في نطاق أربعة كيلومترات مربعة؟ |
| Horoz kılığında bir ışıklık. George da baykuş şeklindeki şemsiyeleri alır. | Open Subtitles | وهذا هو حامل المظلات بشكل الديك الذي سيحمل كل مظلات جورج |
| Düşüyoruz, Squirty. Çabuk paraşütler! | Open Subtitles | نحن نهبط، سكرتى بسرعة، مظلات الهبوط |
| Bir gurup genç, uçaklarından isteyerek paraşüt takmadan atladı. | Open Subtitles | يقفزون عمداً من طائرة بدون مظلات |
| Uçakta paraşüt var mı? Olmalı. | Open Subtitles | لديهم مظلات على متن الطائرة صحيح؟ |
| - Üç tane paraşüt var, hesapla işte. | Open Subtitles | لقد أحضروا 3 مظلات فقط , سيتركونك تموت |
| paraşüt birliğinden emekli bir subay. | Open Subtitles | جندي مظلات سابق. |
| Tarikat üyeleri plastik torbalara sarin gazı doldurup şemsiye uçlarıyla delmişti. | Open Subtitles | طائفة دينية حملت أكياس بغازالسايرن و قاموا بثقب الاكياس و علقوها الى مظلات |
| Belki biraz şemsiye ayarlayabilirim. | Open Subtitles | ربّما أستطيع الحصول على مظلات. |
| şemsiye alırız. | Open Subtitles | سوف نشتري مظلات |
| Şemsiyeler, mobilya yayları, at arabası kamçıları, oyuncaklar, yaka balenleri, ilk daktilo yayları, perde çekecekleri, köpek tasmaları, sırt kaşıma aletleri, bisiklet telleri, saç tokaları, kürdanlar, bayrak direkleri... | Open Subtitles | مظلات ونوابض مفروشات، والسياط والدمى ومثبتات الياقات ونوابض الآلات الكاتبة الأولى، وقطع سحب الستائر، وأطواق الكلاب وأدوات حك الظهر، |
| Şemsiyeler, mobilya yayları, at arabası kamçıları, oyuncaklar, yaka balenleri, ilk daktilo yayları, perde çekecekleri, köpek tasmaları, sırt kaşıma aletleri, bisiklet telleri, saç tokaları, kürdanlar, bayrak direkleri... | Open Subtitles | مظلات ونوابض مفروشات، والسياط والدمى ومثبتات الياقات ونوابض الآلات الكاتبة الأولى، وقطع سحب الستائر، وأطواق الكلاب وأدوات حك الظهر، |
| Tek söyleyebileceğim, uzman bir paraşütçü olması gerektiğidir. | Open Subtitles | كل ما أقول أنه يجب أن يكون خبير مظلات |
| Her paraşütçü için vazgeçilmez bir ekipman | Open Subtitles | إنها مادة ضرورية فى معدات كل جندى مظلات |
| Küçük şemsiyeleri kim icat ettiyse para sıkıntısı yoktur kesin. | Open Subtitles | أراهن كل من اخترع مظلات صغيرة لا داعي للقلق عن المال. |
| - Kasabanın her tarafına Çin'den gelen paraşütler atıldı. | Open Subtitles | -هناك مظلات من الصين في جميع انحاء البلدة |
| "Niş"in mi, evet. Kuytu, çukur gibi bir anlamı var. | Open Subtitles | مظلات ، نعم إنها نوع من الأماكن المنعزلة والشقوق |
| Beş yıldızlı otellerin, şemsiyeli içkilerin olduğu bir yer vajinanın su gibi aktığı bir yer tatlı ve yapışkan su gibi. | Open Subtitles | حيث المشروبات عليها مظلات والفنادق خمس نجوم ونضاجع فتيات حتى تفيض مهابلهن بمياه لزجة كالنهر |
| Acil durum paraşütleri uçağın kuyruk bölümünde. Ama atlamak için çok yüksekteyiz. | Open Subtitles | لدينا مظلات طواريء في مؤخرة الذيل، لكننا على علو شاهق |
| Ben bir paraşütçüyüm. Ben uçan her uçaktan bir paraşütle atlarım. | Open Subtitles | جندي مظلات ، أقفز بالمظلة من آي " " طائرة مُحلقة |