| Siz sürekli ölümle yüzleşmeye alışık olabilirsiniz ama ben değilim. | Open Subtitles | لربّما أنتم معتادون على مواجهة الموت طوال الوقت على عكسي. |
| Buna alışık değiliz ve böcekleri bizden çok farklı organizmalar olarak görüyoruz. | TED | نحن لسنا معتادون على ذلك، ونحن نرى هذه الحشرات والكائنات الحية التي هي مختلفة جداً منا. |
| Adamlarım ve ben emsalsiz meydan okumalara alışığız. | Open Subtitles | أنا ورجالي معتادون على التحديات الفرديه. |
| Biyolojik terimlerle düşünmeye çok alışkın olduğumuzdan genleri bu şekilde düşünebiliyoruz. | TED | نحن معتادون على التفكير في مصطلحات علم الأحياء نحن نفكر في الجينات بهذه الطريقة |
| Öğrencilerimiz görselliği zengin bir kültürde yetiştiler, bu yüzden bilgiyi de aynı şekilde almaya alışıklar. | TED | طلابنا ينمون في ثقافة بصرية، إذًا هم معتادون على تلقّي المعلومات بهذه الطريقة. |
| Hepimiz sağlıklı besinlerin kötü bir tadı olmasına alışkınız, değil mi? | Open Subtitles | نحنُ جميعاً معتادون على أن الطعام الصحي يكون لهُ طعم سيء، صحيح؟ |
| Mesele de şu ki, moda işindeki insanlar bu işin içinde olmanın nasıl birşey olduğunu biliyorlar, çünkü buna alışkınlar. | TED | والفكرة هي، أن الناس في أعمال الموضة يعرفون ما هو أن تكون في أعمال الموضة، لأنهم معتادون على ذلك. |
| Artı, görüntülerle düşünmeye alışığızdır. | TED | كما أننا معتادون على التفكير عن طريق الصور. |
| Böyle bir çalışma azmine alışık değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا معتادون على مثل هذا الحماس الزائد |
| İçimden bir ses, konuşan kunduzlara alışık olmadığınızı söylüyor. | Open Subtitles | شيئ ما يقول لي انكم لست معتادون على القندس الناطق |
| Kuzey'de yaşayan insanlar, Güney'e alışık değiller, ve hiç askeri tecrübeleri yok. | Open Subtitles | والشماليون كذلك غير معتادون على تضاريس الجنوب |
| Adamlarım ve ben emsalsiz meydan okumalara alışığız. | Open Subtitles | أنا ورجالي معتادون على التحديات الفرديه. |
| Biz takım olarak çalışmaya alışığız da. | Open Subtitles | نحن معتادون على الأشخاص الذين يتعاملون كفريق |
| Cesetlerin bizi bulmasına değil biz cesetleri bulmaya alışığız. | Open Subtitles | نحن معتادون على إيجاد على الجثث وليس على أن تجدنا الجثث |
| Bunu görmeye hepimizin alışkın olduğu alanlardan birisi cep telefonları. | TED | أحد الأماكن الذي نحن جميعاً معتادون على رؤيته هو الهاتف المحمول. |
| Bundan cesaret aldım ve toplum olarak mali teşviklere epey alışkın olduğumuz sonucuna vardım. | TED | لقد ارتحت للأمر، ورأيته مثل المجتمع، فنحن معتادون على المحفزات المالية. |
| Bunlara alışıklar. | Open Subtitles | وهم معتادون على ذلك. |
| Onlar orda yaşyıor ve alışıklar | Open Subtitles | لذا هم معتادون على ذلك |
| Biz tek bir vektörle çalışmaya alışkınız. | TED | نحن معتادون على العمل على فكتور واحد. |
| Biz burada buna alışkınız | Open Subtitles | نحن معتادون على ذلك هنا. |
| Bunlara alışkınlar. | Open Subtitles | إنهم معتادون على ذلك. |
| Bunlara alışkınlar. | Open Subtitles | إنهم معتادون على ذلك. |
| Klondike'ta ölümlere alışığızdır. | Open Subtitles | نحن معتادون على الموت في كلونديك |