| Sadece elinden gelenin en iyisini yap. Kimse mucize beklemiyor. | Open Subtitles | فقط قم بأقصى ما يمكنك لا أحد يتوقع اي معجزات |
| Ama bir sorun var, belki bir on yıl önceye kadar, bize hayatın imkansız olduğu söylendi ve evrendeki en inanılmaz mucize olduğumuz. | TED | لكن ثمة مشكلة، فحتى ما يقرب من عقد مضى، كانوا يقولون لنا إن إيجاد الحياة مستحيل وإننا أشد معجزات الكون إذهالا |
| Biliyor olacağız ki biz o mucize değiliz, sıradanız, sitedeki tek çocuk biz değiliz ve bence bu felsefi açıdan öğrenilmesi gereken çok derin bir şey. | TED | سوف نعرف اننا لسنا معجزات اننا مجرد بطة في صف ما لسنا الوحيدين في هذا الحيّ, وأعتقد أنه شيئ عميق جداً لنعلمه, فلسفياً. |
| İskoçya'daki Roslin Enstitüsü'nde bilim adamı olan Mike McGrew'e bakalım, Mike da kuşlarla Mucizeler gerçekleştiriyor. | TED | فلنمر إلى مَايْك مَاكْغرِيو وهو عالِم بمعهد روزلين باسكتلندا، ويحقق مايك معجزات مع الطيور. |
| Sizin yetersiz inancınızla yaptığınız gibi tanrının mucizeleri hakkında soru sorup, alay etmem. | Open Subtitles | إننى لا أشك ولا أهزأ من معجزات الرب كما تفعل أنت يا ذا الإيمان الضعيف |
| Her neyse. Şimdi sizinle modern dünyanın bir mucizesi paylaşacağım. | Open Subtitles | على كل حال، سأشارككم بإحدى معجزات العصر الحديث |
| Daha fazla mucize olması için dua etmeye cüret edemem. Bir sefer bile olsa. | Open Subtitles | لا أجرؤ على الصلاة من أجل أي معجزات إضافية ، ليس في يوماً واحد |
| Onlar taştan bir mucize yarattılar ve böylece ünlü oldular. | Open Subtitles | لقد صنعوا معجزات من الحجارة, وصاروا بسببها مشاهير. |
| Modern çağda yaşıyoruz. mucize olmamalı. | Open Subtitles | إننا في عصر حديث يفترض ألا تكون هناك معجزات |
| Fakat ben mucize beklemekten vazgeçeli çok oldu. | Open Subtitles | لكنني تخلّيت عن معجزات متوقعة منذ زمن طويل |
| Çünkü tanrı onlara, inanmalarını sağlamak için hiç mucize sunmuyor. | Open Subtitles | لأن الله يقدّمهم بدون معجزات لكسب إيمانهم. |
| Ve daha da önemlisi üç mucize yaratman gerekiyor. | Open Subtitles | والامر الاكثر اهمية انت لديك ثلاث معجزات |
| "Azizlik üç mucize gerektiriyorsa, sen bunu başardın, sevgilim." | Open Subtitles | سايمون ، لقد رغب بثلاث معجزات وقد انجزتها مع حبي |
| Peygamber Muhammed, Allah'ın selamı ve iyiliği üzerine olsun, Mucizeler yapardı. | Open Subtitles | الرسول محمد عليه الصلاة و السلام يفعل معجزات |
| Belki Mucizeler vardır ama onlara mucize demeye cesaret edemem. | Open Subtitles | ربما هي معجزات, لكني لا آبه بمناداتها هكذا. |
| Maalesef, TB gibi bir hastalıkla şimdiye dek sadece modern tıbbın mucizeleri baş edebilir. | Open Subtitles | .. لسوء الحظ ، معجزات الطبّ الحديث .. يمكنها فقط أن تذهب إلى هذا الحدّ .. .. في مقاتلة مرض مثل السُلْ |
| Bunun gerçekleşiyor olması bile bir Noel mucizesi. | Open Subtitles | حقيقة حدوث ذلك هو معجزة من معجزات عيد الميلاد |
| Burası sualtı krallığının girişi, derinliğin mucizelerini ilk elden gösteren komplike sualtı tünelleri. | Open Subtitles | هذا هو المدخلُ إلى مملكةِ تحت البحر مركّب الأنفاقِ تحت الماءِ التي توريكي المصدر الأصلي معجزات الاعُماق |
| Şehir planlama normlarını açıkça ihlal eden, karanlığımıza mucizevi bir ışık demeti saçmamızı sağlayan bağımsız, düzensiz, biraz ufak pencereler var. | Open Subtitles | في انتهاك واضح لقواعد التخطيط المدني، هناك نوافذ قليلة غير منظمة و غير مسؤولة، تسمح لأشعة معجزات قليلة أن تخرج للضوء |
| Daha uzun bir yolumuz var. Fakat daha önce de mucizelerle karşılaştım. | Open Subtitles | لدينا مشوار طويل لكن عملت معجزات سابقا |
| Sadece Londra Kraliyet Tiyatrosunda, çağımızın mucizelerinden biri. | Open Subtitles | الآن و فقط في مسرح الملك البرت في لندن إحدى معجزات عصرنا |
| Tanrıya, mucizelere ya da oto bot dövüşüne ihtiyacımız yok ama aynı zamanda karar verilemez ve sinmez de. | Open Subtitles | لا نحتاج إلهً أو معجزات, أو أي أمور زهرية أخرى لكن هذا أمر مقيد أيضاً و مقرر |
| Oyunun kurallarını değiştiren bu nadir şeyleri yaratmak için en azından beş mucizeyi başarmanız gerektiğine inanıyorum. | TED | وفي اعتقادي أن لخلق مغيرات اللعبة النادرة هذه يتطلب منك تمكنك فيما لا يقل عن خمسة معجزات. |
| Hayır ama iyi arkadaşlarla doğru arkadaşlarla yeni polis şefi bu kasabada harikalar yaratabilir. | Open Subtitles | كلاّ، لكن مع الأصدقاء الأوفياء، النوع المناسب من الأصدقاء، رئيس الشرطة الجديد يمكن أن يفعل معجزات لهذهِ البلدة |
| Bunu seviyorum. Ben doğanın en büyük mucizesiyim. | Open Subtitles | أحب هذا، أنا أعظم معجزات الطبيعة" |
| Modern bilimin mucizelerinin bile dinlenmeye ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | حتى معجزات العلم الحديث تحتاج راحة |