| Kurbanın midesinde baharatlı yiyeceklerden yüzünden yüksek miktarda biber vardı. | Open Subtitles | معدة الضحية كان بها كمية كبيرة من الفلفل الحار من الأطعمة المتبلة |
| Kurbanın midesinde yediği son yemeği tam olarak çıkarabiliriz. | Open Subtitles | قد لا تزال معدة الضحية سلمية بدرجة كافية لنتبينَ الوجبة الآخيرة التي تناولها |
| Daha önemlisi, Kurbanın midesinde bir parça bile makarna bulamadım. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، لم نعثر على أية أثار لمكرونة "لينجويني"بمحتويات معدة الضحية |
| Demişken, etlerde biraz diş parçalarını buldum bu kurbanın midesinden bir parça olabilir. | Open Subtitles | في الحديث عن هذا, لقد وجدت بعض اثار اسنان من الفضه داخل اللحم من الممكن كانت جزء من معدة الضحية |
| kurbanın midesinden çıkan eroini araştırdım. | Open Subtitles | بحثت حول الهيروين الذي تم ايجاده في معدة الضحية |
| Tüm bunlar kurbanın midesinden mi çıktı? | Open Subtitles | إذاً كل هذه المواد في معدة الضحية |