| Epidemiologun biri silahlı şiddetin tıpkı bulaşıcı hastalık gibi yayıldığını söylüyor. | Open Subtitles | عالم أوبئة يحاول إيصال وجهة نظر مثيرة للاهتمام مفادها ان العنف الناتج عن السلاح ينتشر مثل مرض معدِ |
| bulaşıcı olduğunu duyunca birbirlerine doğrulttular. | Open Subtitles | انقلبوا على بعضهم البعض بعد سماعهم أنه كان معدِ |
| bulaşıcı bir hastalıktan dolayı karantinada. | Open Subtitles | انها في الحجر الصحي تعاني من مرضٍ معدِ |
| Hillary nerede? bulaşıcı bir hastalıktan dolayı karantinada. | Open Subtitles | انها في الحجر الصحي تعاني من مرضٍ معدِ |
| Ray, ishal bulaşıcı değil. | Open Subtitles | راي ، الاسهال ليس معدِ |