| Bir kamyonetin olduğunu bilmek harika; ama herkesin ne düşündüğünü bilmemiz gerek, işte o zaman oldukça karışık bir problem hâline geliyor. | TED | معرفة أن هذه شاحنة نقل، رائع، لكن ما يجب حقا أن نعرفه هو ما يفكر به كل شخص، لذا أصبحت مشكلة معقدة. |
| Annemin katilinin hâlâ dışarıda olduğunu bilmek çok zorlayıcı bir durum. | Open Subtitles | أجل، كان من الصعب جداً معرفة أن قاتل والدتي لازال طليقاً. |
| Böyle bir kızın, benimle ilgilenmeyeceğini bilmeliydim. | Open Subtitles | كان يتوجب علي معرفة أن فتاة جميلة مثلها لن تُعجب بشخص مثلي |
| Eğer senin yanında kalırsam peşimden bir şeyin geleceğini bilmeliydim. | Open Subtitles | وجب علي معرفة أن بقائي معكما سيجلب المتاعب... لأن دائماً ما تتبعني المتاعب. |
| Ama Diyakon'un onlara bizim kadar iyi bakacağını bilerek avutuyorum kendimi. | Open Subtitles | ولكن ما يواسيني هو معرفة أن الشماس سيعتني بهم بقدر إستطاعته. |
| Ama belki de oralarda bir yerde olduğunu bilmenin güzel bir tarafı vardı. | Open Subtitles | ولكن ربما ثمة حكمة من معرفة أن لأمثاله وجود |
| Sesinde farklı bir şey olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | كان يمكنني معرفة أن هناك شي مختلف في صوته |
| Bu yılki kompozisyon yarışması zamanının belli olduğunu bilmek hoşunuza gidecektir. | Open Subtitles | سيسعدكم جميها معرفة أن مواعيد مسابقة الكتابه لهذه السنه قد حددت |
| Fry'ın ölümünün sadece 15 saniye sürdüğünü bilmek içinizi rahatlatabilir. | Open Subtitles | ربما يُواسيكم معرفة أن موت فراي استغرق 15 ثانية فقط |
| Birilerinin beni hala çekici ... gördüğünü bilmek güzel bişey. | Open Subtitles | وإنه من الجميل معرفة أن هناك أحد مازال يعتبرني مثيرة |
| Anne babalar, evlatlarının o tip şeylere baktıklarını bilmek istedikleri için herhâlde. | Open Subtitles | حسنًا، أعتقدُ أن الأباء لا يحبون معرفة .أن أولادهم يشاهدّون هذه الأمور |
| Biliyor musun söyleyeceklerinin beni rahatsız etmeyeceğini bilmek çok rahatlatıcı. | Open Subtitles | لعلمك، من المنعش جدًا معرفة أن أيّما ستقولينه لن يزعجني. |
| Uzaylıların seni tutamayacağını bilmeliydim. | Open Subtitles | كان علي معرفة أن الفضائيين لن يطيحوا بك |
| Böyle olacağını bilmeliydim. Hayır. | Open Subtitles | -كان عليَّ معرفة أن هذا سيحصل. |
| Amanda'nın karşısına çıkan her fırsatı değerlendireceğini bilmeliydim. | Open Subtitles | كان حرياً بي معرفة أن (أماندا) كانت ستستغل أي فرصة تلوح أمامها. |
| 2020 yılında belki de, bunları yiyeceğinizin bir böcek olduğunu bilerek satın alacaksınız. | TED | وربما بحلول عام 2020، ستشريها لمجرد معرفة أن هذه هي الحشرات التي تريد الذهاب لتناول الطعام. |
| Sanki özgürlüğümün anahtarının dışarıda bir yerlerde olduğunu bilerek ölmemi istiyorlar. | Open Subtitles | كأنهم أرادوني أن أموت مع معرفة أن المفتاح لحريتي |
| Hepsinin büyük bir dizaynın parçası olduğunu bilerek. | Open Subtitles | عن طريق معرفة أن هذا كله لهو جزء من مخطط أكبر فحسب |
| Biliyor musun, geleceğimin apaçık olduğunu bilmenin çok özgürleştirici bir yanı var. | Open Subtitles | تعرف . هناك شيئاً محرر جداً بشأن معرفة أن مستقبلي بأكمله مفتوح علي مصرعيه |
| Bayan Hawkins, size ve eşinize kişisel güvenliğinizin emin ellerde olduğunu bilmenin getireceği iç huzuru sağlayabiliriz. | Open Subtitles | سيدة " هوكينز " يمكنني أن أعرض عليك وعلى زوجك نوعاَ من الأفكار تأتي فقط مع معرفة أن وضعية أمانك الشخصية هي قيد السيطرة |
| İnsanların size göz kulak olduğunu bilmenin verdiği o his. | Open Subtitles | انّها تأتي من معرفة أن قومك يعتنون بك |
| Dünyanın senden daha çılgın olduğunu fark etmekten daha güven verici bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد هناك شيء يطمئن أكثر من معرفة أن العالم أجن منك. |