| Gündüzleri 20 keçi güdüyor ama akşamları başkanlık yapıyor. | TED | وترعى 20 معزة في الصباح ولكنها رئيسة وزراء في المساء |
| Umarım öyledir. keçi sağmak zorunda kaldım çünkü. | Open Subtitles | اتمنى ذلك فلقد اضطررت لحلب معزة للحصول علية |
| Ördek kakası, tavuk kakası, inek kakası, keçi kakası. | Open Subtitles | بطة مقرفة، دجاجة مقرفة، بقرة مقرفة، معزة مقرفة. |
| Cinayet mahallinde bir keçi bulduğunuzu duydum? | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنكم وجدتم معزة في موقع الجريمة؟ |
| Piton denen yılanlarla dolu. Piton bir keçiyi yakalayıp sıkarak öldürebilirmiş. | Open Subtitles | مليئة بثعابين إسمها الـ بايزون الـ بايزون بإمكانه القبض على معزة |
| Beni sevmelerini o kadar çok istedim ki tuttum keçi çaldım. | Open Subtitles | وانا انفصلت عن الشباب اردتهم ان يحبوني ، لدرجة اني سرقت معزة |
| Küflenmiş peynir gördüğümde "Kanka, bu peynir keçi"... veya "O keçi peynirini tezgâhtan kaldır" derdim. | Open Subtitles | كأني عندما أرى جبنه متعفنة أقول تلك جبنة معزة كأن أقول: ابعد جبنة المعزة تلك من فوق المنضدة |
| Ya da dişi keçi kanı ama onu burada bulmak zor. | Open Subtitles | أو بدم معزة ، ومن الصعب إيجاد هذا في الجوار |
| Açlıktan ölmekte olan bir aileye bir keçi almış olmaya en yaklaştığım andı. | Open Subtitles | وقد كنت أوشكت على إضاعتها في شراء معزة لعائلة تعاني من الجوع |
| Her cinayette kurbanının yanına kanlı bir keçi kafası bırakıyormuş. | Open Subtitles | يترك رأس معزة دموية بجانب الضحية. |
| Ben yerdim. Yapmayin çocuklar. Bu sadece bir keçi. | Open Subtitles | ، انا فعلت ذلك تمهلوا انها مجرد معزة |
| Ayrıca kazığa bağlı bir keçi bulmuştun. | Open Subtitles | و لقد وجدتَ معزة مربوطة لوتد هناك |
| Neden keçi olmasın? | Open Subtitles | لماذا لاتكون معزة ؟ |
| Buraya kim bir keçi bırakır? | Open Subtitles | من سيترك معزة هنا؟ |
| Maymun beyinli, keçi suratlı bir şey bu. | Open Subtitles | عقل قردٍ و وجه معزة |
| Loulu'ya keçi sperminden olma kara cahil diyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تنادي(لولو) بكيس من الطبقة العاملة مليء بمني معزة |
| "keçi, keçidir. Tavuk değil." | Open Subtitles | المعزة هي معزة, وليست دجاجة |
| keçi Avcıları gibi olduk. | Open Subtitles | انا لست خائف من اي معزة |
| Ya da derisi yüzülmüş kocaman bir keçi. | Open Subtitles | أو معزة ضخمة مسلوخة. |
| Biri de keçi kesiyoruz sanmış. | Open Subtitles | والثالث ظن أننا ننحر معزة |
| Ben de ona dedim ki, "Uyuz olan bir keçiyi sikip kör olmayacağını mı sanıyorsun?" | Open Subtitles | فقلت له "ألم تظن أنه سيصبح أعمى إذا ضاجع معزة جرباء؟" |