Bu adam günlerce burada oturup insanları izliyor ve günah işlemelerini bekliyor. | Open Subtitles | "هذا الرجل يجلس لأيام وهو يشاهد هؤلاء الناس, وينتظرهم كي يرتكبوا معصية |
Narad Muni hiç günah işlememiş bir kişinin karşına çıkmış. | Open Subtitles | ناراد موني ظهر أمام شخص لم يرتكب معصية أبداً |
Mary bradbury beni kaçırdı ve tanrıya karşı günah işlemek zorunda bıraktı. | Open Subtitles | ميري برادبيري اختطفتني وأجبرتني على ارتكاب آثام هي معصية للرب |
Yasadışılığını bırak biz Katolikler için en büyük günahtır. | Open Subtitles | -بل أكثر من ذلك إنّه إثم مميت بالنسبة لنا نحن الكاثوليكيّون، معصية جزاؤها جهنّم |
Suçluluk duygusu işe yarayacaktır. | Open Subtitles | معصية صغيرة, تظل مع المرء العمر بأكمله |
Yaptığımız şeyin günah olmadığından emin sayılırdım ama Dean'e gerçekten ihtiyaç duyduğu şeyi vermekten pek emin değildim. | Open Subtitles | أناكنتمتأكّدةجدا بإنّ ما نفعله معصية لكنليسكماهومتوقع وذلك لإعطاء دين ما يحتاج . |
"Bu yüzden küçük bir günah işlemek istiyorum." | Open Subtitles | لذلك أريدُ أن أرتكب معصية صغيرة |
günah işledim, beni bağışlayın peder. | Open Subtitles | أغفر لى يا أبتاه لقد إرتكبت معصية |
Her gün günah işliyorum! | Open Subtitles | أنا ارتكب معصية كل يوم |
İntihar gerçekten günah mı? | Open Subtitles | هل الانتحار حقا معصية ؟ |
Bu bir günahtır. | Open Subtitles | إنها معصية |
- Yalancı değilim. - Yalan söylemek günahtır. | Open Subtitles | - الكذب معصية |
Suçluluk duygusu işe yarayacaktır. | Open Subtitles | معصية صغيرة , تظل مع المرء العمر بأكمله |