| Bazı veriler uydurdum ve size gerçek olmayan birkaç veri göstereceğim. | TED | لذلك اختلقت بعض المعطيات، وسأظهر لكم معطيات زائفة. |
| Bence, belirsiz veriler ışığında çabuk kararlar veremeyiz. | Open Subtitles | لا أعتقد بأننا ستطيع اتخاذ قرار بناءاً على معطيات غير موثوقة |
| Hâlbuki bazı veriler uyarı niteliğindeydi. | Open Subtitles | مع أنه كان هناك معطيات قابلة للتعويل عليها |
| Oyun geliştiriciler, arka uç verilere bakarak bir oyuncunun yeteneğine ilişkin birçok şey öğrenebileceğinizi bilir. Bir oyuncu nerede duraksar? | TED | يعرفُ مطورو الألعاب بأنه يمكنكم معرفة الكثير حول مهارات اللاعب بالنظر إلى معطيات المرحلة النهائية: أين توقف اللاعب؟ |
| Bu modeller değişkenleri ayarlamak için istatistik verilere dayanılarak oluşturuluyor. | Open Subtitles | هذه النماذج مرتكزة على معطيات إحصائية بغية ضبط المعايير |
| Bu baktığımız raporun verileri yaklaşık 20 sene öncesine aittir ama bugün de doğru. | TED | هذه معطيات من بحت عمره 20 سنة مازالت صحيحة الى يومنا هذا |
| Bu potansiyel temel olarak oyunu değiştirmek için. | TED | والفكرة من هذه المقاربة للحل .. هو تغير معطيات الامور |
| Diğer çocuklardan yanlış veriler alabilir. | Open Subtitles | ربما يحصل على معطيات سيئة من الأولاد الآخرين، وإن فعل، |
| Fakat bizim bulduğumuz veriler, | Open Subtitles | لكن إذا رأيتُ، رأينا معطيات نحن تفحصناها، |
| Ve varyant virüslerin genetik veriler. | Open Subtitles | و معطيات جينية لعدد من الفيروسات. |
| İmkansız, veriler tamamen gitmiş. | Open Subtitles | لا، لا يوجد معطيات كافية |
| Rasgele verilere ihtiyacı var, programla öğrendiği şeylere değil. | Open Subtitles | هو يحتاج معطيات عشوائية، ليس تعليم مبرمج |
| Satışların neredeyse %70'i istatistik verilere dayanan algoritmalar sayesinde gerçekleşti. | Open Subtitles | نحو 70% من التبادل تمليه مناهج حسابية متطورة مرتكزة على معطيات إحصائية |
| - Son akıntı verileri nedir. - Kapatmalıyım. | Open Subtitles | أعطني أخر معطيات قياسات المد - على الذهاب- |
| Angela, Dr. Filmore'un verileri sonucunda Hanson'ın birisinden kaçtığını keşfetti. | Open Subtitles | أخذت (أنجيلا) معطيات الد. (فيلمور) وإكتشفت أن (ستيفنز) كان يهرب من أحدهم. |
| Tamam bakın, Dr. Mann'in verileri umut vaadediyor ama oraya gitmemiz aylar sürer, Edmunds'unki daha da uzakta. | Open Subtitles | اسمعوا... معطيات الدكتور (مان) مبشّرة لكنّ الرحلة تتطلّب شهوراً إلى هناك وكوكب (إدموندز) أبعد |
| ve oyunu değiştirmek için, bu sahneyi değiştirmeniz gerekiyor. bizim gördüğümüz şekilde -- sahneyi değiştirmek için düşmanlıktan konukseverliğe, terörizmden turizme. | TED | وعندما تتغير معطيات الامور .. تتغير النتائج فكما نرى نحن الامور .. ان ذلك سوف يؤدي تغير مفهوم العداء .. الى حسن الضيافة .. الارهاب . الى السياحة |