| Kaçırılmayla ilgili bilgilere sahip olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | يَدّعي أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ معلوماتُ تَعَلُّق بالإختِطاف. |
| Bizler Mars'ta yaşayanlar hakkında bilgilere sahibiz. | Open Subtitles | عِنْدَنا معلوماتُ حول الناسِ الذين يَعِيشونَ في المريخِ |
| Dünya çapında evlat edinmeyle ilgili tüm bilgilere sahipler. | Open Subtitles | هذا عظيمُ. حَسَناً، عِنْدَهُمْ معلوماتُ على التَبنّي مِنْ البلدانِ في جميع أنحاء العالم. |
| Bu, sadece aile üyelerinin bilebileceği bir bilgi. | Open Subtitles | هذه معلوماتُ تلك فقط أفراد العائلة يُمكنُ أَنْ يَأخُذوا معروفونُ. |
| Önemli bir bilgi. | Open Subtitles | هي معلوماتُ جيدةُ. |
| Bu hassas bir bilgi. | Open Subtitles | تلك معلوماتُ حسّاسةُ. |
| İyi, bu önemli bir bilgi, huh ? | Open Subtitles | حَسناً! تلك معلوماتُ مهمةُ؟ |