| Kardeşim Eddie ilköğretim okullarına kusurlu su püskürme sistemleri satar. | Open Subtitles | أخي كان يبيع رشاشات مياه معيوبة إلى المدارس الإبتدائية |
| Eğer kusurlu mermi yapıyorsa ve onları tedarik zincirine sokma yolu bulduysa... | Open Subtitles | إذا كان يبني قذائف معيوبة خاصة به و كان له طريقة ليدخلها لسلسة التزويد... |
| kusurlu kiriş demirlerinden. | Open Subtitles | لقد كانت بسبب مُثبتّات براغي معيوبة. |
| Gemilerde kullanılmak üzere defolu kablolar sağlıyordun. | Open Subtitles | كنت تزود أسلاك معيوبة لسفن النقل البحري. |
| defolu olduklarını bilmiyordum bile. | Open Subtitles | لم أعرف أنها معيوبة |
| Sayın hakim, geceliğin karakoldan alınıp laboratuara bırakılması arasında belgenin hatalı olduğunu görebilirsiniz. | Open Subtitles | إلتقاط القميص في القسم الإجاري و إعطاؤها للمعمل، تستطيع رؤية الوثيقة هُنا معيوبة. |
| 200 Milyon dolarlık hatalı ürününün yok edilmesi... | Open Subtitles | تدمير منتجات معيوبة ثمنها 200 مليون دولار |
| Bu seferki biraz kusurlu. | Open Subtitles | هذه... هي قليلاً... معيوبة |
| - kusurlu top mermileri yaptığını söyledin. | Open Subtitles | -أخبرتنا أنه يصنع قذائف مدفعية معيوبة . |
| Mermi kusurlu. | Open Subtitles | قذيفة معيوبة. |
| O prezervatiflerin defolu olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن تلك الواقيات معيوبة! |
| defolu ürünlerle ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست مهتمة بمنتجات معيوبة |
| 200 Milyon dolarlık hatalı ürününün yok edilmesi... | Open Subtitles | تدمير منتجات معيوبة ثمنها 200 مليون دولار |
| hatalı tesisat içeren bütün Donanma savaş gemilerinin listesi. | Open Subtitles | كل سفينة حربية بحرية تحتوي على شبكة أسلاك معيوبة. |
| - hatalı bir daktilo gibiyim. | Open Subtitles | أَحسُّ آلة كاتبة معيوبة. |