"مع أبيه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Babasıyla birlikte
        
    • babası ile
        
    • babasıyla bir
        
    • babasıyla olan
        
    • babasıyla ilgili
        
    • Babasıyla beraber
        
    Astronot Brian Anderson, Babasıyla birlikte uzayda uçuyor. Open Subtitles "رائد الفضاء "برايان أندرسون يسافر بالفضاء مع أبيه
    Astronot Brian Anderson, Babasıyla birlikte, uzayda dolaşıyor. Open Subtitles "رائد الفضاء "برايان أندرسون يحلق بالفضاء مع أبيه
    Ona bir baksana, babası ile yemek yiyor. Open Subtitles انظر له هناك يتناول الغداء مع أبيه
    Damadın babası ile konuşup nişan tarihini kararlaştıracağım. Open Subtitles سأتحدث مع أبيه لترتيب الخطبة
    babasıyla bir motor yapıyorlar ama hâlâ bir çamurluğa ihtiyacı var. Open Subtitles لقد كان يبني دراجته النارية مع أبيه. لكنه ما زال بحاجة إلى رفرف للعجلة.
    Bu korkunun nedeni de babasıyla olan uzak ve yapay ilişkisinden kaynaklanıyor olabilir. Open Subtitles هي الخوف من الحميمة وسبب ذلك هو توحده وعلاقته المتأثرة مع أبيه
    İsrail kendine ait bir kişiliğe sahip olmadan evvel babasıyla ilgili problemlerini beyninde çözüp bitirmeli. Open Subtitles إسرائيل يحتاج أن يحل مشاكله مع أبيه أولا قبل أن يصبح أب بنفسه
    Ben, Dharma Girişimi'nin bir üyesiydi. DL: Babasıyla beraber bu insanların içerisinde yaşadı. Open Subtitles كان أحد أعضاء (مبادرة دارما) عاش بينهم مع أبيه
    Ve Babasıyla birlikte ağaçların arasında yürüyorlar. Open Subtitles ...وكان يمشيء في الغابة مع أبيه
    Babasıyla birlikte yaşıyor. Open Subtitles -يُقيمُ مع أبيه .
    - Sapasağlam. Babasıyla birlikte. Open Subtitles -آمن وسليم مع أبيه .
    - Bir hafta sonra, Herb evine dönmüş ve takımının altın madalya almasını babası ile izlemiş. Open Subtitles - المقصود أنه بعد أسبوع... كان (هيرب) في بيته مع أبيه يشاهد فريقه يفوز بالميدالية الذهبية
    babasıyla bir ilişki kurması gerek, değil mi? Open Subtitles يجب أن يكون لديه علاقة مع أبيه أليس كذلك ؟
    Junior bize babasıyla bir kez daha yemek yemek istediğini söylemişti. Open Subtitles أخبرنا (جونيور) أنه أراد أن يحظى بوجبة واحدة إضافية مع أبيه
    babasıyla olan sorunları hakkında konuşmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يفضفض عن مشاكله مع أبيه
    Onun babasıyla olan rezil ilişkisine hiç karışmıyorum ben. Open Subtitles لن أتدخّل أبدا في علاقته السيئة مع أبيه
    Bence Luke babasıyla ilgili bir sorun olduğundan şüpheleniyor. Open Subtitles أعتقد أن (لوك) يشك بوجود خطب مع أبيه.
    Vahşi hayatta yaşlı Babasıyla beraber. "İşte oğlum, ateşin mucizesi." Benim de aklıma genç Johnny Pope'un hayali girdi. Open Subtitles في البرية مع أبيه "أُنظر يا بني..
    - Babasıyla beraber. Open Subtitles ـ مع أبيه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more