| Sosyal yardım adayı, akciğer hastalığından karantinaya alınmış kız kardeşiyle gelmiş. | Open Subtitles | عُرضه لأن تصبح عِبئاً على المجتمع لقد كانت مع أختها وتم حجزها صحياً لمرض بالرئة |
| Geçen gece kız kardeşiyle yemek yedikten sonra aramış. | Open Subtitles | لقد اتّصلت به تلك الليلة بعد انتهاء العشاء مع أختها. |
| Eğer Layla kardeşi ile arasında bir bağ kurarsa.. | Open Subtitles | تقوم ليلى ببناء رابطة محبة مع أختها |
| Bu haftaki olay için kardeşi ile konuşuyor. | Open Subtitles | تتحدث مع أختها خلال أزمة هذا الأسبوع |
| Yarım mil uzaktaki Uppercross'da, kız kardeşinin yanında olacak. | Open Subtitles | إنها تسكن على بعد ميل مع أختها في أبركروس |
| Annem kız kardeşinin yanında olmak istedi. | Open Subtitles | أمي أرادت أن تكون مع أختها. |
| Evet kız kardeşiyle birlikte Oakland'da yaşıyormuş. | Open Subtitles | نعم, نعم . انها كانت تعيش مع أختها في اوكلاند . |
| kız kardeşiyle konuşmuyor, biricik kız kardeşi. | Open Subtitles | لا تريد التكلم مع أختها أختها الوحيدة |
| Şimdi kız kardeşiyle kalıyor. | Open Subtitles | إنها مبتعدة, تعيش مع أختها. |
| kız kardeşiyle konuştum. Lösemiymiş. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع أختها إنهامريضةبالـ(لوكيميا) |
| - kız kardeşiyle bakkala gitti. | Open Subtitles | أنها فى السوق مع أختها |
| kız kardeşiyle karını aldatıyorsun. | Open Subtitles | انت . انت تخون زوجتك مع أختها |
| - Aynen. Güzelim kardeşi ile de yatmazdım. | Open Subtitles | -لم أكن لأنام مع أختها أيضاً |
| - O. Valeria, kız kardeşiyle birlikte. | Open Subtitles | -فاليريا", مع أختها" -إذاً؟ |
| kız kardeşiyle birlikte. | Open Subtitles | مع أختها |