| Erkeklerle çıkmak, makyaj yapmak bahar tatilini arkadaşlarınla Mars'ta geçirmek yok. | Open Subtitles | المواعدة ممنوعة، المكياج ممنوع وقضاء العطلة مع أصدقائك في المريخ ممنوع |
| Onları strese sokuyorsun, kötü notlar getiriyorsun arkadaşlarınla aptalca şeyler yapıyorsun. | Open Subtitles | تسبب لهم توتر شديد, وعلاماتك سيئة, ترتكب أموراً حمقاء مع أصدقائك |
| Bir sene sonra yine aynı barda arkadaşlarınla hala beer pong oynuyor olacağız. | Open Subtitles | وبعد عام سنظلّ نلعب قذف الكرة في كؤوس الجعة بنفس الحانة مع أصدقائك. |
| O kadar yol geldim ve karşılaştığım manzara arkadaşlarınla lak lak etmen. | Open Subtitles | قمت بالطيران كل هذه المسافة لأجد تلهو هنا مع أصدقائك لست ألهو |
| Sadece arkadaşlarınla boş boş durup kendini ezik gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | تكون واقفا فحسب مع أصدقائك وتشعر كما لو كنت فاشلا |
| Ne istiyorsan yapar. arkadaşlarınla kalabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تفعل ما تشاء وأن تبقى مع أصدقائك |
| Zengin arkadaşlarınla tenis oynarken yanmışsın. | Open Subtitles | حصلت على سمرة لطيفة من أثر لعب التنس مع أصدقائك الأغنياء |
| İşlerin bitince arkadaşlarınla vakit geçirebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أَن تضيع وقت مع أصدقائك عندما تنهى أعمالك الرتيبة |
| Baird'den arkadaşlarınla golf oynayacağına bahse varım. | Open Subtitles | أراهن أن ستلعب الغولف مع أصدقائك القدامى من أيام المدرسة |
| benim, zengin arkadaşlarınla olmayı beğenmediğimi bilirsin. | Open Subtitles | تعرفين بأنّني لا أحبّ الأختلاط مع أصدقائك الغنيين |
| Bak, daha yeni dövmeli arkadaşlarınla tartıştık. | Open Subtitles | إنظر لقد تحدثنا فقط مع أصدقائك الموشومون |
| Sabahları arkadaşlarınla kahve içebilirsin. | Open Subtitles | كان بإمكانك إحتساء القهوة في الصباح مع أصدقائك |
| Bence arkadaşlarınla daha fazla zaman geçirmelisin. | Open Subtitles | أظنّ أنك تحتاج إلى تمضية وقت أطول مع أصدقائك |
| Şu yeni arkadaşlarınla akşam dışarı çıkmaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك في أن نخرج الليلة مع أصدقائك الجدد؟ |
| Sen yeni arkadaşlarınla oynuyorsun, ben de benimkilerle. | Open Subtitles | أنتِ إلعبي مع أصدقائك الجدد وأنا سألعب مع خاصتي |
| Sen arkadaşlarınla dışarda top oynarken onlar içerde kaldılar. | Open Subtitles | فقد ظلّوا بالداخل بينما كنت بالخارج تلعب الكرة مع أصدقائك. |
| Bugün cuma. arkadaşlarınla gidip yaşlı insanları korkutuyor olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | إنّها الجمعة، ألا يُفترض أنّكَ خارجًا مع أصدقائك تُرعبون الأشخاص المسنّين ؟ |
| CIA'deki eski dostlarınla silah mı satıyorsun? | Open Subtitles | ببيعك للأسلحة مع أصدقائك القدامى بالمخابرات؟ |
| Arkadaşınla o geziye çıkıyorsun. | Open Subtitles | .لأنك ستذهبين في تلك الرحلة مع أصدقائك |
| arkadaşlarınızla gürültülü kafelerde konuşursunuz. | TED | وتعلمون أيضاً أنه يمكنك التحدث مع أصدقائك في الحانة الصاخبة. |
| Okulda arkadaşlarınlayken seni bulmak için buna ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | أجل سوف أحتاج هذه لأجدك في المدرسة مع أصدقائك |