| Sana En yakın arkadaşımla birlikte çıktığımız bir yolculuğu anlatayım mı? | Open Subtitles | دعيني اروي لك قصتي مع أعز صديقاتي عندما كنا في رحلة | 
| Tek bildiğim, En yakın dostlarımla birlikte burada olduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرف أنِ هنا مع أعز أصدقائى فى العالم كله | 
| Ben değilim. Sevgilisinin, En yakın arkadaşıyla ilişkisi olduğunu öğrenince hikayesini değiştirebilir. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة، أقصد إذا إكتشفت أن خليلها كان يقيم علاقة مع أعز صديقاتها، | 
| Bu adam 5 yıl boyunca sizi En yakın arkadaşınızla aldattı. | Open Subtitles | تلك المرأة أقامت علاقة مع أعز أصدقائكِ لمدة 5 سنوات. | 
| ve en iyi arkadşımla zaman geçirmekten daha iyi ne olabilir ki. | Open Subtitles | وهل من طريقة أفضل لقضاء الوقت من التحدث مع أعز صديق لي؟ | 
| Evet, En yakın, en yaşlı, en çılgın, en ırkçı, en yaşlı, ihtiyar ve çılgın arkadaşımızla yollarımızı ayırdık ve geri dönmeyecek. | Open Subtitles | نعم, نحن أفترقنا مع أعز, أكبر, أجن, الأكثر عنصرية,أكبر أعجز, أجن صديق, وهو لن يعود. | 
| En yakın arkadaşıyla yattım, bizi yakaladı fiziksel olarak beni Manhattan'daki dairemizden uzaklaştırdı ve ormana taşındı. | Open Subtitles | خنته مع أعز أصدقائه وقبض علينا دفعني جسديا خارج شقتنا في منهاتن وانتقل الى الغابة | 
| "En yakın arkadaşınla yattığım için özür dilerim..." ...ama seni her zaman seveceğim." | Open Subtitles | أعتذر لأني نمتُ مع أعز أصدقائك لكنني دائماً سأكن لك مشاعر الحب | 
| En büyük sebebi En yakın arkadaşıyla yatmamdı ama ilk üçüyle. | Open Subtitles | أكبرها كانت أنني خنته مع أعز أصدقاؤه لكنها حتما من أهم 3 | 
| Burada En yakın arkadaşlarımla geçirdiğim zaman her kuruşa değer adamım | Open Subtitles | استمع لي يجري هنا مع أعز أصدقائي، مما يجعله يستحق كل بنس. | 
| Ben de En yakın arkadaşımla kavga ettiğim için üzgündüm. | Open Subtitles | وأنا كنت حزينة لأني تعاركت مع أعز صديقة لي | 
| En yakın arkadaşımı becerdiğin gerçeğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أفكر في حقيقة أنك أقمت علاقة مع أعز أصدقائي | 
| Kardeşimle aramdaki mesele senin En yakın arkadaşınla arana girmemeli. | Open Subtitles | مشاكلي مع أخي يجب ألا تمنعك من أن تكوني صادقة مع أعز صديقة لك | 
| Evet, En yakın arkadaşımla yattı. Sonra da beni terketti. | Open Subtitles | أجل ، لقد نامت مع أعز أصدقائي وتركتنيْ | 
| En yakın arkadaşım Timmy Reglar da hayalet avcısı kılığında yanımdaydı. | Open Subtitles | مع أعز أصحابي (تيمي ريجلر) الذي كان متنكراً بزيّ (غوست بستر) | 
| Paul En yakın arkadaşımla seks yapıyor ve onları yakalayıp | Open Subtitles | بول يمارس الجنس مع أعز صديقاتي، وعندما وجدتهم... | 
| En yakın arkadaşımla beraber yaşadığını düşünürdüm. | Open Subtitles | سوف أظن أنك تعيش مع أعز صديقاتي. | 
| Kendimi, dokuz beş çalışan birisi olarak değil En yakın arkadaşıyla olayları çözen hayatı dolu dolu yaşayan birisi olarak buldum. | Open Subtitles | لكن مع أعز أصدقائي لحلّ الجرائم، وعيش الحياة لأقصاها... | 
| Kocamın En yakın arkadaşımla ilişkisi varmış. | Open Subtitles | زوجي خانني مع أعز صديقاتي | 
| Anlaşılan, Gabe ile çıkmam için gereken cesareti bulmamı bekleyemedi ve en iyi arkadaşımla çıkmaya karar verdi. | Open Subtitles | غايب لم يمنحني الفرصة لنكمل علاقتنا لذا .. قرر أن يكون علاقة مع أعز صديقاتي | 
| Ama aldatacaksa bile, bunu benim yatağımda ve en iyi arkadaşımla birlikte yapmamalıydı. | Open Subtitles | لكن إذا كنت ستخونني فلا تفعلها مع أعز صديقاتي... على سريري الخاص... |