| Evet, demek istediğim, işler zorlaşmaya başladığında anne kızıyla birlikte olmalıdır. | Open Subtitles | تحتاج الى أن تكون مع إبنتها عندما تصبح الأمور صعبة |
| kızıyla birlikte yaşamaya gittiğini söylemişti. | Open Subtitles | و قالت أنها ستذهب للعيش مع إبنتها |
| kızıyla birlikte yaşamak için gittiğini söylemiş. | Open Subtitles | و قالت أنها ستذهب للعيش مع إبنتها |
| Çocuğu, kendi kızıyla birlikte büyüttü. | Open Subtitles | و قد ترعرع مع إبنتها. |
| kızıyla birlikte yalnız yaşıyormuş. | Open Subtitles | تعيش وحدها مع إبنتها |
| Bayan Cobb, Oswaldkirk'te kızıyla birlikte yaşayacakmış. | Open Subtitles | سيدة (كوب) ستعيش مع إبنتها في (أوزوالدكيرك) |
| kızıyla birlikte olmak istiyor. | Open Subtitles | إنها تريد أن تكون مع إبنتها |