| Bu sabah avukatımla görüştüm. bu işi halletmenin en iyi yolunun ne olduğunu sordum. | Open Subtitles | قابلت محاميّ هذا الصباح، أردت نصيحته حول أفضل طريقة للتعامل مع الأمر |
| Oh, haydi ama, Bay von Bohm, bu işi konuşup halletmeliyiz. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة الصحيحة للتعامل مع الأمر لابد أن نحظى بمحادثة قصيرة |
| İnisiyatif ne demek biliyor musun? Patronunuzun şakalarına mı gülüyorsunuz? Birbirimizi idare etmeliyiz. | Open Subtitles | أتعرف ما هي المبادرة ؟ الضحك على نكت الرئيس ؟ ربما سنتأقلم مع الأمر |
| Bu süre içerisinde, Edgar oldukça iyi idare etti ama onunla işlere yetişebileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | وحتى الان فهو يتعامل مع الأمر جيداً ولكني أعتقد أن الأمر بدأ يستولي عليه |
| Şimdi tavsiyem sakinleşelim ve bu konuyu profesyonelce düşünelim, olur mu? | Open Subtitles | أقترح الآن أن نهدأ جميعاً ونتعامل مع الأمر كالمحترفين هلاّ فعلنا ؟ |
| Sen bunluna başa çıkabilirsin... merkezdeki herhangi bir polis gibi. | Open Subtitles | يجب أن تتعامل مع الأمر كما تتعامل مع قضية للشرطة |
| Bu yüzden meseleyle sen ilgilenecek ve onlara inanmıyormuş gibi görüşeceksin. | Open Subtitles | لذا ستتعامل مع الأمر وتعاملهم بعدم التصديق |
| Bırakın ben halledeyim. | Open Subtitles | فقط ابتعد عن تلك النوافذ، يا سيدي و دعني أتعامل مع الأمر. |
| Rick, eğer gidersen, üstesinden gelebilirim, ama annemin kalbini kırarsın. | Open Subtitles | يمكنني التعامل مع الأمر إن رحلت، لكنكَ ستفطر قلبَ والدتي. |
| Bu sefer, bu işi kendi yöntemimle halletmeme izin verir misin? | Open Subtitles | هل تمانع لو تعاملت مع الأمر بنفسي للتغيير ؟ |
| bu işi kendi başıma halledebilirim. | Open Subtitles | أنا قادرة تماما أن أتعامل مع الأمر لوحدي |
| Eğer babaları gelirse bu işi birlikte çözeriz. | Open Subtitles | إن أتى والدهما، فسنتعامل مع الأمر سويّةً |
| bu işi yapan polisler kovulacak, bu işin üstünü örtmemi söyleyemezsiniz. | Open Subtitles | الافراد المسؤولون يجب أن يُفصَلوا لا تُخبرني بأن عليّ التعايش مع الأمر |
| Korkmuyorlardı da. Durumu iyi idare ediyorlardı. | Open Subtitles | ولم يكونا كذلك حقاً كانا يتعاملان مع الأمر بهدوء |
| Durumu değerlendirmek gerekirse, bayağı iyi idare ediyor diyebilirim. | Open Subtitles | بالنظر إلى الظروف يمكنني القول أنه يتعامل مع الأمر بشكل جيد |
| Bu durumu bir şekilde idare edebildiğim için şanslıydım. | Open Subtitles | لقد كنت محظوظة بإيجاد طريقة للتعامل مع الأمر |
| Daphne, işler olması gerektiği gibi gitmedi. Dedektif bana bu konuyu tedbirli bir şekilde halledeceğini söylemişti. | Open Subtitles | دافني، لم يسر الأمر كما كان يفترض به المحقق أخبرني بأنه سيتعامل مع الأمر في نطاق السرية |
| Yani... bu konuyu başka bir şekilde ele alacağını söylüyorsun... | Open Subtitles | إذاً، أنت تقول... أنكَ ربما تعاملت مع الأمر بصورة مختلفة |
| Dizlerimin üstüne çöküp Tanrıdan güç ve af diledim. Bu şekilde başa çıktım. | Open Subtitles | ركعتُ على ركبتيّ وطلبتُ من الرب القوة والمغفرة بهذه الطريقة تعاملتُ مع الأمر |
| Bu meseleyle doğrudan başa çıkmak zorundayız. | Open Subtitles | يجبُ أن نتعامل مع الأمر مسبّقا. |
| Derhâl beni haberdar edin ki kendi usulümce bunu halledeyim. | Open Subtitles | ولذلك أعلموني بمجيئه وسأتعامل مع الأمر بطريقتي الخاصة |
| Bir sorun olduğunu sezdi ve korkarım bunun üstesinden düzgünce gelemedim. | Open Subtitles | وقد شعرت ان هناك خطب ما واخشى اننى لم اتعامل جيدا مع الأمر |